Yalnız biz Müslümanlarda değil, dünyanın neresine gidilirse gidilsin, insanlar inanç yönünden sınıflandırılırlar. Bu bir ayırımcılık değil, karışıklığı giderme olarak ele alınmaktadır.

Hal böyle olunca, inancımızdan dolayı bizler Mü'min ve Müslüman'ız elhamdülillah. Allah Tealanun ifadesiyle bu bir ayrıcalıktır. Güzelliktir. Dünya ve ahirette ödülü hak etmektir.

Böylece, Halık'ın ve mahlûkatın yanında ayrıcalığı olan Müslümanın yaptığı her şey kendine has olduğu içindir ki, diğerlerinden ayrılır.

Başta Müslümanlar olmak üzere, her inanış mensubu tarafından sevilmeyen, içi başka dışı başka insanlar, yani münafıklar ile Müminlerin yapıp-ettikleri birbirine bezemez. Benzememelidir de.

Münafığın davranışlarında tutarsızlık vardır. Mü'min ise öyle değildir.

Mü'min her işinde, Allah'ın görüp-işittiği, duygusu şuuru ve hak anlayışı ile hareket eder. Devir ne olursa olsun Mü'min bu çizgisini bozmaz.

Münafık ise çıkarını düşünür. Menfaati nerede ve nasıl ise o oradadır. Münafıklar için önce çıkar, sonra şahsiyet gelir. Bu nedenle, bu insanlar ve bunlara benzeyenlere atalarımız; 'Yüzüne tükürsen yağmur yağıyor sanır' diye tarif ederler.

Bu ölçüler çerçevesinde; zamanımız Müslümanlarının kendilerini gözden geçirmelerinde büyük yarar olduğunu düşünüyorum. Kendi insanımızın da.

Gidişattan herkes şikayetçi. Bunu yalnız siyasilerin üzerine atmak isabetli değildir. Aile, akrabalık, komşuluk ve sosyal ilişkilerde menfaat ve ne olursa olsun kazanmanın esas alındığı herkes tarafından bilinmektedir.

Ama hani biz ayrı idik? Bizim davranış farklılığımız vardı?

Bunu; bu zamanda işler böyle gidiyor, zamana uymak lazım, dünya insanları böyle, ekonomik hayat vs. gibi şirin veya güya süslü sözlerle geçiştiremeyiz. Davranışlarımızı masum gösteremeyiz.

MÜ' minin sıfatı bellidir. Onun içi dışı birdir.

Çünkü Yüce Rabbimiz böyle demiş. İşte bu farklılığı gösteren ayet-i kerimeler;

'Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir (birbirlerine benzerler). Kötülüğü emredip, iyiliği yasaklarlar, ellerini de sıkı tutarlar. Onlar Allah'ı unuttular, Allah'da onları unuttu. Şüphesiz münafıklar, fasıkların ta kendileridir.'

'Mü'min erkekler ve Mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekatı verirler. Allah'a ve Resul'üne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.' (Tövbe/67,71)

Sağlıcakla kalın.