Saygıdeğer okuyucularım.
Müslüman kimliğine sahip olan insan, hayatında Allah’ ın koyduğu sınırları gözetir. Peygamber’inin gittiği yolda gider. Peygamber’ ine uyan insanların yaptığı gibi yapar. Müslüman olmayan insanların, yaptıkları Müslümanları bağlamaz, örnek teşkil etmez. Müslüman onlar gibi olmayı uygun görmez. Hâl böyleyken, özellikle Avrupa kıtasında başlayıp, oradan dünyaya yayılan fikir ve yaşama biçimleri Müslümanlara da bulaşmış görünüyor.
Modernlik yada çağdaşlık adı altında yayılan bu hâl, modernliğin çıktığı ülkelerdeki insanlardan daha fazla gittiği yerlerde taraftar bulduğu gözleniyor.
Modernlik yada çağdaşlık adı altında bazı Müslümanlardan öyle yaşama biçimi yada sözler duyuluyor ki, hayretler içerisinde kalmamak imkansız. Mesela, kendisinin modern yani çağdaş olduğunu söyleyen bir erkek yada bayan “ben çağdaş biriyim…” diyerek Müslümanlığa yakışmayan fiilleri yine kendilerinin ifadesiyle “cesurca” yapabiliyor. Tabi ki bu, üzüntü verici bir durumdur. Bir Müslüman Allah’ ın sınırlarını, Peygamber’ inin yolunu nasıl terk edebiliyor?
Modernizm diğer bir adıyla, çağdaşlık 19. Yy’ ın sonlarında başlayıp 20 Yy’ ın yarısına kadar devam eden bir akımdır. Hristiyanlığın ve baskıcı sanatkâr, edebiyatçı ve felsefecilerin zulmünden kurtulmak üzere ortaya çıkan yenilikçi bir akımdır. Zamanla şekil değiştire değiştire din karşıtlığına dönüşmüştür. Sanatta, Edebiyatta ve Felsefede yeni açılımlar beklenirken bunun yerine kuralsız yaşama devreye girmiştir. Batıda dine başkaldırı hareketleri olarak görülen bu akım, ülkemizde de kendisini göstermiş ve din karşıtlığı belli bir anlayış sahibi insanlar tarafından dine başkaldırı olarak kendisini göstermiştir.
Yukarıda ifade ettiğim gibi bu çok hazin bir manzaradır. Kendisinin modern yada çağdaş olduğunu iddia ederek konuşan ve yaşayan bu insanlar, kendilerinin Müslüman olduğunu da ifade etmektedirler. Hâl böyle olunca, şu atasözü akla geliyor: “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” yani tezat bir durum.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle diyor: “Benden sonra hiç birinizin dinden döneceğinden korkmam. Ancak, dünya nimetleri ve dünya güzellikleri üzerinize açıldığında dininizi hafife alacağınızdan korkarım.”
Bir diğer hadis-i şerif’ inde de: “Arkadaşınız sizi helâle ve iyiliğe davet ediyorsa o iyi arkadaştır, onunla arkadaşlık yapın. Eğer arkadaşınız, sizi harama ve kötülüğe davet ediyorsa o kötü arkadaştır onunla arkadaşlık yapmayın.”
Dünya nimetlerinin üzerimize açıldığı, dünya güzelliklerinin doyasıya tadıldığı zamanımızda helâle ve iyiliğe davet eden hayırlı arkadaşlar olma temennisiyle,
Sağlıcakla kalın.