DUYDUM;

Zannederim 4 Haziran günü idi. Yani geçen hafta. Genel yayın yapan televizyonlardan birinde seyrettim.

' İki martı birbirleriyle kıyasıya kavga ederlerken, bir karga gelip onları gagalayarak ayırdı.'

Haber olma özelliği olduğundan yayınlandığı belli. Ancak , sanırım ders alma yönü de vardır.

Martı gibi, kanatlı kuşların içinde , insana yakınlığı ve temizliği ile bilinen iki havana, karga gibi sesi ve leşçilliği ile tanınan bir hayvanın böyle, kavga ve dövüşten rahatsız olup olaya müdahale etmesi çok ama çok dikkat edilmesi gereken bir derstir.

Daha önemlisi, devlet adamlarının ders alması gerekmektedir.

Hele hele Müslüman devletlerin.

Allah Teala, kardeş kavgasına düşüp, bir başkasının ayırmansa düşürmesin.

*********
GÖRDÜM;

Aziz Vatanımızda akıl ve insanlık dışı olaylara sık sık şahit oluyoruz ya, işte onlardan biri bu:

28 Şubat günleri idi. Kalkancı yelkenci, gündüz gece oyunlarının oynandığı günlerde, Anayasamızda olmasına rağmen 'Din ve vicdan hürriyetinin', 'düşünce ve kanaat hürriyetinin' bazı devlet ve hukuk Savunucuları! tarafından askıya alınıp, yalnız başını örttüğü için kızların üniversite kapılarından kovulup, hüngür hüngür ağlatıldığı, dini hassasiyeti olan erkeklerin 'çember sakallı, tesbihli. takunyalı' yaftalarıyla hakaret edildiği günlerde, Ülkemiz siyasetçilerinden Recai KUTAN beyefendi, yanan bağırların, kanayan yüreklerin sesiyle şöyle haykırmıştı: ' BİZ BU ÜLKENİN KUNTA KİNTELERİYİZ'.

Geçen zamana rağmen bundan hiç alınan ve utanan olmamış herhalde.
İnsanlar diş görünüşleri ile, yalnız Amerika'da değil, hamdolsun ki ellerinde fırsat olmadığı halde ülkemizde de kendisini aydınlanmış! çağdaş! entelektüel!… batı kültürü hayranları tarafından da dışlanıp, hatta hakaret edilebilmektedir.

O güzelim insan hakları ve demokrasi kelimelerini kullanarak.

*********

GÖZLEMİM;

Çocuklar şüphesiz ailenin ve milletin en değerli varlığıdır.

Peygamber efendimizin ifadesiyle; ' Göz aydınlığı, gönül ferahlığı, ailenin aynası ve sırrıdır.'

Aileler bunun için onların üzerinde titrerler. Çocuklarının beden ve ruh sağlığını önemserler.

Ancak; dinsiz ve dini ciddiye almayan insanlar müstesna, bütün anne ve babalar çocuklarının dini yönlerini de ihmal etmediklerini gördüm.

O sabiyi, mensubu olduğu dininin ibadethanesine sık sık götürüp manevi ihtiyaçlarını da karşılıyorlar. Şunu zinhar söylemiyorlar: ' Bırakalım çocuğumuz tercihlerini kendisi yapsın'

Bunun için çocuklarını önemseyen anne ve babalar,onları cami ve mescitlerle buluşturmalıdırlar. Çalışan anne ve babalar ise bakıcılara, çocukları park ve bahçelere götürdükleri gibi camilere de götürmesini istemelidirler. Zira bu,çocukların anne baba üzerindeki haklarındandır,

Mevlana C.Rumi şöyle diyor: ' Çocuğun eline soğanı elma diye verirsen. O soğanı elma bilir'.

Allah Teala şöyle buyuruyor: ' …Bir millet kendini bozmadıkça Allah'ta onların durumunu değiştirmez.' (Ra'd. 11)

Sağlıcakla kalın.