İnanç yönünden zihni ve kalbi fırtınalardan bunalan insan güvenilir bir sığınak arayışında kalır. Sahip olduğu her şeyi tekrar tekrar sorgular. Gözden geçirir. Bir daha gözden geçirir. Acaba inancımdan veya elimde bulunan imkanlardan değil de başka bir şeyden mi. Zihni veya ruhi bir rahatsızlık mı. Bunlardan olmadığı kanaatine varınca, inancı ile ilgili konuları tetkik eder. Burada boşluk veya tutarsızlıklar gördüğünde diğer dinleri inceleme ve araştırmaya yönelir.

Sonuç olarak, kendi hür iradesiyle girdiği bu yolda İslam ile tanışır. Aradığını bulmasıyla birlikte rahata ermiştir. Artık yediğini-içtiğini bilir, gecesini gündüzünü yaşa, iyiyi kötüyü ayırt eder, hayrı şerri,güzeli çirkini ayırt eder olmuştur.

İş yeni dinin dairesine girmeye kalmıştır. Yeni dindaşlarıyla tanışma ve kaynaşma zamanıdır. İslam'a girişin ilk şartı olan mübarek cümleyi, Kelime-i Şehadeti söyleme anıdır.Büyük bir coşku ve merak ile ; Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasuluhu= 'Ben şahitlik ederim ki Allahtan başka ilah yoktur ve ben yine şahitlik ederim ki Hazreti Muhammet Allah'ın kulu ve elçisidir.'

Nihayet beden dinlenmiş, ruhi sıkıntılar sona ermiştir…

Bu hal ve durum İslam'ın doğuşundan beri böyle olmuştur. Bu gün de böyledir. Yarında böyle olacaktır. İslam'ı din olarak seçen yeni din kardeşlerimizin inanç yolculuğu böyledir.

Atadan Müslüman olan bizim gibilerin bunu anlaması malesef zordur. Çünkü biz her şeyi hazır bulduk.

Öyleyse öze, Kur'an'a bakmak gerekmektedir. Şu ayetlerde Allah Teala buyurur ki :

'Şüphesiz, Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah'a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayırım yapmak isteyenler, (peygamberlerin) kimine inanırız, kimine inkar ederiz' diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol bulmak isteyenler var ya, işte onlar gerçekten kafirlerdir. Biz de kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.'(Nisa/150,151)

' Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve 'işittik itaat ettik' dediğinizde ona verdiniz ve sizi kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.' (Maide/7)

' Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) kalkışmıştı da Allah (buna engel olmuş) onların ellerini sizden çekmişti. Allah'a karşı gelmekten sakının. Mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler.' (Maide/11)

Sağlıcakla kalın.