Din sözlükte adet, yol, usül, örf anlamına gelir. İnsan ' Sahip olduğu değerlerle diğer varlıklardan ayrılan üstün bir varlıktır. ' diye nitelendirilir.

İnsan Dünyaya geldiğinden beri bu iki kavram birbirinden hiç ayrılmamıştır. Beğenilse de beğenilmese de savaş da olsa barış da olsa umumi afetler de olsa, hastalıkta olsa...
Her ne kadar dine bakış olumsuz da olsa, onunla ilişkiler sönük de olsa insan dinsiz olamamıştır. Hiçbir şey hoşuna gitmediyse kendisi din icat etmiştir.

İnsanın dine karşı bu olumsuz tavrının temelinde dini anlamaya çalışmama, dindar zannedilen kişiler üzerinden dini değerlendirme, ben iyi bir örnek olayım diye çalışmama kolaycılığı vardır. Halbuki insan insana bakarken akıl süzgecinden geçirmesi daha doğru bir hareket olurdu.

Zira insan istek ve arzularıyla değil, aklı ile hareket etmesi beklenilen bir varlıktır. Onu diğer varlılardan ayıran en önemli özellik budur. O böyle yaratılmıştır.

İnsan yaratılıp, yeryüzüne gönderilirken başı boş salıverilmemiştir. Yaratan ona yardım ederek önce ' Varlıların isimlerini öğretmiş ' sonra da ilk insan olan ' Adem'in Peygamber (elçi) olduğunu ' bildirerek ona kitap vermiştir.

Yaratanın, Allah cc insana olan bu yardımı böyle devam ede gelmiştir.
Son olarak miladi 610 yılında Hz. Muhammed (elçi) olarak vazifelendirilmiş ve Kur'an-ı Kerim ile desteklenmiştir.

İnsan Allah ilişkisi bu eksende devam etmekte olup buna insan ve din ilişkisi de diyebiliriz.

Buna göre dini şöyle anlatmak daha anlaşılır bir ifadedir;

Her eşyanın bir kullanma biçimi var değil mi?

İnsanın niye olmasın?

Eşya o kılavuza göre kullanılmazsa bozulur.

İnsanda kılavuza göre hareket etmezse hem kendini hem de dünyayı bozar.

Eşyanın kılavuzunu insan, insan ve dünya varlıklarının kılavuzunu da Allah cc hazırlamıştır. İşte o kılavuza biz Müslümanlar Kur'an-ı Kerim deriz.

Hızla gelişen ve değişen hayat nizamının içinde insan durmasını ve düşünmesini artık becerebilmelidir.

İnsani değerlerin tükendiğinden söz etmek bir meziyet değildir. Meziyet, kılavuza göre hareket edilip edilmemesidir. Biz Müslümanlar açısından bu daha büyük bir öneme haizdir. Diğer insanlar farklı davranabilir. Kılavuzumuz Kur'an-ı Kerimde Müslümanların misyonu ve vizyonundan bahsedilmektedir;

' Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde, kim tağutu tanımayıp Allaha inanırsa, kopmak bilmeyen sapa sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah cc Hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir ' (Bakara-256)

Sağlıcakla kalın.