Son dönemlerde bir İyi Parti furyasıdır gidiyor. Furya derken, olumlu anlamda ya da yaptığı hayırlı işlerle maalesef kendilerinden bahsettirmiyorlar. Nerede spekülatif bir iş var İyi Parti adı orada zikrediliyor. Şimdiye kadar herkes konuştu, bir şeyler söyledi. Maalesef bu yapının kuruluşunda ciddi emekleri olan, her noktasında bulunmuş biri olarak bir iki cümle kurmayı kendimde hak görüyorum.

Fazla uzatmadan İyi Parti ne amaçla ve kimler tarafından kuruldu ve nasıl böyle bir yapıya evrildi sorularına birlikte cevap arayalım.

İyi Parti, vatanını seven ve ülkenin gidişatından endişe duyan, hangi partiden olursa olsun memleket adına fikri olan, iktidar ve muhalefetten bu memlekete fayda gelir beklentisini tamamlamış, artık yeni bir oluşumla memlekete tekrardan yükselen bir ivme kazandırmak amacı güdenlerden meydana gelmiş ve tek gayesi yerelde ve genelde iktidar olmak olan bir parti olarak yola çıktı.

Kimdi peki bu partiyi kuranlar? Mevcut partilerinde, antidemokratik uygulamalardan sıkılmış, demokrasinin mihenk taşı olan siyasi partilerde seçim usulünü uygulamak yerine atama yolunu seçmiş, derdi memleketten ziyade koltuk olan, tabanın sesini ve fikrini yok sayan bu sistemi reddedenlerin, iktidar olması gerektiğine inanan insanlardı. Peki sonra ne mi oldu? Devam edelim…

Tabandan kopuk, başka unsurların şekillendirdiği milletvekili listeleri, fikrine yakışmayacak GİK üyeleri, Chp ile ittifak adı altında tamamen angaje olma vb. hareketleri zaten toplumca bilinen ve partiyi sona doğru hızla götüren işlerdi. Bunlara daha sonra değineceğim. Şimdi genelden gelelim Aydın'a...

Aydın'da İyi Parti büyük bir talep ve heyecan eşliğinde, başarılı bir geçmişi, tecrübesi ile toplumun her kesiminden saygı gören eski milletvekili bir il başkanı ile kuruldu. İmkansız denilen işler o dönemki yöneticiler ve destekçileri tarafından bir bir başarıldı. Niyetler halisti, herkesin tek derdi vardı memleket !!!

Bunca emeğim ardından Aydın'la bağı olmayan, anca belki geçerken uğrayanların vekil olarak atandığı bir parti haline gelmesinden mütevellit, çözülmeler haklı olarak başladı. Haklı olarak diyorum çünkü, İyi Parti, eski partilerinden zaten böyle tepeden inme gelişlerden sıkılmış, tabanının içinden, memleketi iyi tanıyan insanların temsil etmesi gerektiğine inananlardan kurulmuştu. Böyle bir diktayı kabul etmeleri zaten beklenemezdi! Üst yönetiminin parti tabanını tanımadığı ilk önce bu beklenti ve diktayla belli oldu.

Üst yönetim bunu düzelteceğine eski partilerinde bıktıkları sistemi hemen lehlerinde yürürlüğe soktular, yoksa maskeleri düştüğünden dolayı bu idealist insanlar koltuklarına tehdit oluşturmaya başlayacaktı. Yalnız Aydın'da bir artıları vardı. Oda Atamaların başındaki başkanın okul arkadaşı olma vasfı dışında herhangi bir özelliği olmayan zat-ı muhterem. Onun sözde dahiyane dizaynıyla hemen atamalara başladılar. Ses çıkarmaya meyil edecek olanları hemen değiştirdiler. Bu zat-ı muhteremin kaprisleri, çocukça taleplerinin ardı arkası kesilmek bilmedi. Aklı başındaki yöneticilerin birçoğu bunun yüzünden ayrıldı ya da huzursuzlandı. Çözüm olarak da, yönetimlere istedikleri insanları atatarak kendilerine muhalefet edecek insanları bertaraf ettiler. Yerel seçimler yaklaşıyordu ve zaten asıl amaçları yerelde bir şeyler almaktı. Bu niyetlerine ulaşırken şansları da yaver gitti. Sürekli eleştirdikleri hatta hakarete vardırdıkları bir yapıyla, yani yerelde çok güçlü olan parti ile ittifak yapmak, ekmeklerine yağ sürdü. Geçmiş söylediklerini yuttular, sonuçta hedefe varmakta her yol mübahtı. 2 dönemdir başkanlık yapan hanımefendinin İyi Parti'ye ihtiyacı kesinlikle yoktu ama kendilerini nasıl allayıp pulladılarsa istedikleri her şeyi alıp ittifaka dahil oldular. Bakın iddia ediyorum o dönem İyi Parti kendi başına seçime girse oy oranı %3 ü geçmezdi. Ama yerel iktidar kendinden emin olmadığı ve gücünü kestiremediği için 'acaba' sorusuyla bunların restini göremediler ve tüccar gibi isteklerini kabul ettiler. Yine kurdukları bu sistemle, atama yönetimlerle oluşturdukları yapılara yakın, operasyon yapabilecekleri kişileri yine antidemokratik bir şekilde, tabandan bağımsız seçerek, pazarlıkla meclis üyesi listelerine koydular! Başkan yardımcılıkları, komisyon üyelikleri , iş takibi yerlerini tespit edip buralara kuruldular! Seçimde gram katkıları olmadan her yerde boy gösterdiler, kürsülere çıktılar, programlara 10-15 kişi katılarak bizim sayemizde kazandılar dediler.

Artık büyük kısım aşılmış, koltuklar pazarlıkla gelmiş, bunca kurgunun meyvesini alma vaktiyken, partide sayıca çok az kalan idealist vatanseverler daha fazla dayanamayarak bunlara yine kazan kaldırdı. Parti içinde demokratik seçim istiyorlardı. Seçim olsa bunları kazanmaları imkansızdı, hala idealist derdi memleket olan vatan sevdalıları kadrolardaydı. Bunca 'tezgahın' boşa gitme riski oluştu! Atamaların başındaki başkanı sürekli Aydın'a davet ettiler, pohpohladılar. O da bu ikramlara tekrardan atama ile cevap verdi. Bunlar atandıkça da onu ağırladılar. Ağırladıkça bunları atadılar… Yani körler sağırlar birbirini ağırlıyorken, halkla ve tabanla kimsenin işi yoktu. Bunların huzuru iyiden iyiye kaçmaya başlamıştı. Hemen yeni bir operasyonla yeniden atamalar yaparak yönetimleri değiştirip, ses çıkaranları hain ilan ederek yola devam etmeye çalıştılar.

Bu arada koltuklarını koruma planlarını uygularken, eleştirdikleri iktidar partisini geçip, eşini, dostunu belediyelerde işe almalar, doğrudan teminle iş flörtleri, iş baskısıyla muhalif sesleri kısma vb. şeyleri katmeriyle yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Baksanız yakın zamanda ilçelerim birindeki atama başkanın eşi bile adaylara ağza alınmayacak şeyler söylemekte, başka adaya bile tahammül edememekte, biz atandık en iyi biziz fikriyle gitmekte. Sadece o hanım değil, atanmış ve çevrelerinde hepsinde bu ruh hali mevcut ama onlar güzel kamuflajla açık vermiyor, çoğunun amacı yerel iktidar nimetlerini kaçırmamak. Bu yapı bırakın memlekete fayda sağlamayı, günden güne zarar verecek bir hale dönüşmekte. Bu yüzden artık susma değil konuşma vaktidir.

Bu sadece giriş kısmımızdı. Bundan sonra Demokrasi ve şeffaflık isteği ile gelip, insanların saf duygularını kullanarak, kandırarak oy aldıktan sonra eleştirdikleri yönetimden daha beter yönetim sergileyenleri hep birlikte deşifre edip, aziz halkımıza anlatacağız.

Hz.Ali'nin bir sözüyle yazımı sonlandırayım. 'Zulmü durduramıyorsanız, herkese duyurun'