37 derece

Nisan sonlarına doğruydu. Göbeğinden kalbine ve kafasına uzanan primitif halkaya teslim etti kendini, son nefesini aldı dışarıdan ve o karanlık yarığa daldı.

35 derece

Çok nemli ve sıcaktı. Dünyanın en güzel kokusu tarafından dünyanın en kuytu noktalarına doğru sürükleniyordu. Başparmağından tüm vücuduna yayılan haz, karın doygunluğunun getirdiği gevşemenin bin misli üzerindeydi.

33 derece

Hep yanında olmalıydı. O olmasa aç kalırdı. Ara sıra yabancılar giriyordu araya. Çok sinirleniyordu o zaman. Uzaylı gibiydi hepsi. Korkutuyorlardı onu. Hiç birine ihtiyacı yoktu. Aç kalmamalıydı. O yumuşak ses, tenindeki şeffaf dokunuş, dudaklarına dayanan yapışkan koku…

31 derece

Sıcaklık ve nem giderek artıyordu. Yürümekte zorlanmaya başlamıştı. Nasıl oluyorsa dengesi birden bozuluveriyordu. Geçenlerde bir üzüm boğazına takılmıştı. Abisi ha bire saçını çekiyordu. Neyse ki ağlayıp bağırınca teyzesi imdadına yetişiyordu. Yeni yeni insanlarla tanışıyordu sürekli. Bir de onların ikizleri vardı. Evini özlüyordu.

29 derece

'Yalan söylüyor… Beni kandırmaya çalışıyor… Babamı aramalıyım, o beni kurtarır' diye düşünürken

-Bırakın beni, diye çığlık atmaya başladı ve altının ıslandığını hissetti.

Banyodaydılar. Eşi sırtını sabunluyordu. Küvetin yanında ıslak çamaşırlar vardı. Kızardığını hissetti.

27 derece

Yine de yaşamak güzel şeydi. Belki bu derecede kalabilirdi. Geceleri zor uyuyor ve hep kabus görüyordu. Yılanlar, akrepler, böcekler sarıyordu her yanını. İhanet, küçük düşme, utanma, başaramama, gülünç olma, acılı ağrılı ne varsa üşüşüyordu kafasına dört bir koldan. Bir sürü şeyi unutmaya başlamıştı. Unuttuğunu unutmaya çalışıyordu artık. Başka yolu yoktu. Anı yaşamalıydı.

25 derece

-Donlarımı bulamıyorum, diye seslendi kapıya doğru.

Yatağın üstünde çıplaktı. Ağlamak istiyordu ama yapamıyordu. Oğlu girdi içeriye.

-Merak etme baba. Ben de çoraplarımı hiç bulamam biliyorsun. Bu annem var ya bu annem… Hiçbir şeyi bırakmaz olduğu yerde…

23 derece

Ocak sonlarına doğru tanı konulmuştu. Annesinin yazgısını bu sefer bizzat kendi bünyesinde yaşayacaktı. Zemheri ayında gül mevsimi başlamıştı O'nun için. Hazırlık yapmalıydı.