HSE (Health and Safety Executive); nanoteknolojileri, malzemelerin nanometre (nm) (milimetrenin milyonda biridir ) ölçeğinde üretilmesi olarak tanımlamıştır. Nanomalzemelerin tehlike ve riskleri konusunda yeni teknoloji ürünleri olmasından dolayı belirsizlikler ve bilgi eskilikleri mevcuttur. Dünyada güvenli nanoteknoloji kavramı; 2004 yılında ilk kez İngiliz Bilimler Akademisi tarafından yayınlanan bir makale ile gündeme gelmiştir ve kullanımı giderek artan nanomalzemelerin insan sağlığı ve çevre üzerine olumsuz etkilerine dikkat çekilmiştir. 2009 yılında EU-OSHA European Agency for Safety and Health at Work (AB İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı) tarafından Avrupa'da yaptırılan bir anket çalışması sonucunda ise; nanoteknoloji kaynaklı risk ve tehlikeler, önümüzdeki dönemde dikkat edilmesi gereken on temel kimyasal risk listesinde birinci sırada gösterilmiştir. ISO International Organization for Standardization (Uluslararası Standartlar Örgütü), ve WHO World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü) de nanoteknolojinin getirebileceği zararlı etkileri öngörmek adına çalışmalar yapmaktadır. ISO bu alanda birçok standart yayınlamıştır. NIOSH National Institute of Occupational Safety and Health (ABD Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü), OSHA Occupational Safety and Health Administration (ABD İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi), EU-OSHA, IFA Institut für Auslandsbeziehungen (Almanya İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü) gibi kuruluşlar, nanomalzemelerin üretildikleri ve kullanıldıkları her alanda önemli bir tehlike potansiyeli olduğunu kabul etmiştir.

İş yerlerinde nanoparçacıklara maruz kalım; nanomalzeleri tartım, karıştırma, elleçleme işlemlerinde, döküm alma ve temizleme işlemlerinde, çözme ve püskürtme-kurutma işlemlerinde, parçacıklı nanomalzemelere elle dokunma, sentez / üretme (özellikle gaz fazda) işlemlerinde, ekipman bakımı, nanoparçacık içeren malzemelerin işlenmesinde (kesme, cilalama, öğütme vb.) ve nanomalzeme içeren sıvıları püskürtme işlemleri esnasında gerçekleşir. Çalışanlar nanomalzemelere; nano-boyutlu parçacık içeren duman, sis veya toz soluyarak, cilt temasıyla, yutarak, göz temasıyla, deriden sızma yolları ile maruz kalabilirler.

Nanoparçacıkların havada asılı kalma süreleri yüksek olduğundan solunabilmeleri ve parçacık boyutları çok küçük olduğu için kolayca absorblanabilmeleri nedenleri ile, nanomalzeme maruz kalımının gerçekleşebileceği ortamların havalandırılması çok büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir yeni inovasyonla birlikte, mühendislik ürünü nanomalzemelerin benzersiz özelliklerinin bir iş sağlığı riski oluşturup oluşturmadığına dair belirsizlikler de ortaya çıkıyor.

Prosesin sınırlandırılması, prosesin insan faktörü olmadan robotlarla yapılması gibi kaynağında yok etme en öncelikli önleme metodolojisidir. Çalışma ortamında genel ve lokal havalandırma yapılması, ortamın tecrit edilmesi gibi teknik tedbirlerin alınması önemlidir. Herhangi bir kimyasalla yapılan çalışma sonlandığında ise ortamın temizliğinin çok doğru ve eksiksiz yapılması gerekmektedir. Yönetimsel (idari) tedbirlerle maruziyet süreleri ve sıklığı azaltılabilir. Bu kapsamda eğitimler verilmesi, rotasyonlu çalışma, ara dinlenme sürelerinin artırılması, çalışma takvimi değişikliği vb. uygulanmalıdır. Ayrıca çalışanlara uygun kişisel koruyucu donanımlar temin edilmesi de gerekir.

Nanomalzemelerin belirsiz veya açıkça tanımlanmamış bir toksikolojiye sahip olduğu durumlarda ve soluma, yutma veya absorpsiyondan kaynaklanan tehlikeler hakkında sağlam kanıtlar bulunmadıkça veya olmadıkça, risk yönetimine ihtiyati bir yaklaşım getirilmelidir. Nanomalzemelerin elleçlenmesi; öngörülebilir etkilere karşı koyabilen ikincil bir muhafaza içinde, mühürlü, sağlam, etiketli muhafaza kapları kullanılarak yapılmalıdır. Kullanılacak nanomalzemelerin sağlık ve güvenlik bilgileri sağlanmış olmalıdır. Bu bilgi; miktar, yüzde veya konsantrasyon gösterimi ile malzemede nanomalzeme bulunduğuna dair bir uyarı içermelidir.

Ülkemizde nanomalzeme maruz kalımını kontrol etmeye, azaltmaya ve iş yeri ortamında ölçümünü gerçekleştirmeye yönelik henüz standart bir metot geliştirilememiştir. Mevzuat anlamında ise daha çok üniversitelerin çıkarmış oldukları nanoteknoloji uygulama ve araştırma merkezi yönetmelikleri mevcuttur. Nanomalzemelerin risk değerlendirmelerini gerçekleştirebilmek için nanoteknoloji ölçüm, test analiz laboratuvarlarının kurulmasının gerekliliği de aşikardır. Nanomalzemelerin karakterizasyon bilgilerini içeren malzeme güvenlik bilgi formları oluşturulmalıdır.