Doğal radyasyon kaynaklarından alınan dozun en önemli bileşeni, radon gazı ve onun kısa yarılanma ömürlü bozunma ürünleridir. Dünya genelinde radon gazından dolayı maruz kalınan yıllık ortalama doz 1,2mSv'dir . Radon; uranyum ve toryum içeren kayalardan, topraktan gelmekte ve gaz halinde olması nedeniyle bulunduğu ortamın boşluklarında ilerleyerek atmosfere sızmaktadır. Sıcaklık, basınç farklılıkları ve toprağın yapısı (nem, gözeneklilik ve geçirgenlik) sızmayı etkileyen en önemli faktörlerdir. Radon, 86 atom numarası ile periyodik cetvelin soy gazlar sınıfında yer alan, renksiz, kokusuz, tatsız, gözle görülemeyen radyoaktif bir gazdır. Radon, kaya, toprak ve sudaki doğal uranyumun ve toryumun bozunması sonucunda oluşur.

Doğal ortamlardaki radyasyon seviyeleri gerektiğinde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından izlenir, gerekli görülen hallerde ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılır. Doğal radyasyon kaynaklarından maruz kalınan ışınlanmalara doz sınırlaması uygulanmaz. Bu kaynaklardan radon için izin verilen konsantrasyon seviyeleri yıllık ortalama olarak evlerde 400 Bq/m3, işyerlerinde 1000 Bq/m3 değerlerini aşamaz. Maruz kalınan doğal radyasyon seviyesinin yapı malzemeleri nedeniyle artmasının önlenmesi ve toplum üyelerinin alacağı radyasyonun mümkün olan en düşük seviyede tutulması amacıyla bu malzemelerdeki radyoaktivitenin kontrolü esastır. Yer altı maden ocakları ve benzeri çalışma ortamlarında;

a) Radon ölçümlerinin yaptırılması,

b) Ortamdaki radon konsantrasyonunun 1000 Bq/m3'ü aşması durumunda havalandırma sistemlerinin kurulması ve etkin çalıştırılması,

c) Kullanılan hammaddelerin içeriğinde uranyum, toryum, fosforlu malzemeler ihtiva eden üretim prosesleri, bunların taşınması ve depolanması faaliyetlerinde çalışanlar da dahil olmak üzereradyoaktif maddeler içerebilecek toz zerreciklerinin solunmasını engellemek amacıyla toz maskesi kullanması sağlanır (Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği,2000).

Binalardaki radonun kaynağı binanın altındaki toprak ve kayalar, yapı malzemeleri, su ve doğalgazdır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizdeki akciğer kanserlerinin, %3-15 arasındaki oranın radon gazından kaynaklandığı belirtilmektedir . Yine bazı bilimsel araştırmalara göre ülkemizde radon gazı etkilerinden kaynaklı ölüm sayıları, yıllık 2300 kişiyi geçmiş durumdadır (Dr.Ann Olsson sunu, Edüstriyel Toksikoloji Kongresi, 2019, Antalya).

Türkiye radon gazı haritasına göre en yüksek radon gazı değerleri kuzeydoğu Türkiye'de, Şebinkarahisar-Giresun,Yozgat-Nevşehir ve Artvin-Ardahan bölgelerinde bulunmaktadır.

Türkiye Radon Konsantrasyonu Haritası (TAEK TR2014-2,48)

Radonu önlemek ve azaltmak için kullanılacak sistemler şu hususları gerektirir.

*Radon konsantrasyonunun sınır değerlerin altına düşürülmesi

*Güvenli bir sistem kurulumu yapılabilmesi

*Binanın kalan ömrü için dayanıklı ve fonksiyonel olması

*Performansının kolay şekilde izlenebilir olması

*Sessiz ve dikkat çekmeyen özellikte olması

*Kurulum, çalıştırma ve bakım için düşük maliyetli olması

*Uygulanan pasif sisteme, bir fan kurulumu gerekmesi halinde, fanın kolayca kurulumunu destekleyecek nitelikte bir tasarım ve uygulama yapılması

Mevcut yapılarda radonun yapı içine girişini önlemek veya yapıdaki radon konsantrasyonunu azaltmaya yönelik uygulanacak en doğru ve uygun sistemlerin belirlenebilmesi öncelikle, radon ölçümlerinin düzgün şekilde yapılması ile gerçekleştirilebilir. Ayrıca, radonu azaltma çalışmalarının etkinliğini kontrol etmek için, kurulum sonrası da gerekli ölçümler yapılmalı, uygulanan sistemlerin performansında değişiklik meydana gelmesi ihtimaline karşın da periyodik olarak testler tekrarlanmalıdır. Radonu azaltma ve önleme stratejilerinin maliyet-etkin şekilde uygulanabilmesi; yapı özellikleri, iklim kuşağı, radon kaynakları ve radonun yapıya giriş mekanizmaları gibi faktörlerin tümünün dikkate alınıp değerlendirilmesiyle mümkün olabilir (World Health Organization, Handbook on Indoor Radon, 2009)

Hava basıncı farklarının, radon girişi için birincil itici güç olması ise, radon önleme ve azaltma stratejilerini genellikle bu basınç farkını tersine çevirmeye odaklanmaya yöneltmekte ve radonun yapı içine girişinin engellenmesi için alınması gereken önlemler kapsamında önceliği bu bağlamda, radonun binaya zeminden girişinin engellenmesine yönelik tedbirler almaktadır (Cabi Değerli F. ve Umaroğulları F.,2017)

Mevcut yapılarda, yapı içindeki radonu uzaklaştırmak için zemin altındaki radon gazının, havalandırma borusu ile dışarı atılması sağlanabilir. Bu sistemde, zemin altında oluşturulan gaz geçirgen tabakaya (çakıl tabakası) radon havalandırma borusu yerleştirilir. Yapı içine topraktan gelebilecek radon gazı, basınç farkı sayesinde boruya iletilerek ve havalandırma borusunun çatıdan atmosfere açılması sağlanarak, radonun güvenli bir şekilde yapıdan uzaklaştırılması sağlanır. Radon konsantrasyonunun daha yüksek olduğu durumlarda ise pasif olan bu sisteme fan ilave edilmesiyle sistemi aktif hale getirmek mümkündür. Zeminden yapıya radon girişinin önlenmesi kapsamında aktif çözüm önerilerinden ilki, zemindeki toprak gazı basıncının fan kullanımı ile azaltılmasıdır. Radonu binadan uzaklaştırmak için kullanılacak emiş fanları yapı içine veya yapı dışına yerleştirilebilir. Yapının konumlandığı zeminde, negatif basınç oluşturulup radon girişinin engellendiği bu sistem, zeminle etkileşimde bulunan farklı döşeme (zemine oturan, tesisat boşluklu) tiplerinin her birinde uygulanabilmektedir. Bazı durumlarda ayrıca, radon emiş çukurları kullanılarak da uygulamalar yapılmaktadır. Radonun zeminden yapıya girişinin engellenmesine yönelik uygulanabilecek aktif çözüm önerilerinden diğeri ise, HVAC sistemler ile yapı iç basıncını artırarak, zemindeki toprak gazı basıncına ters basınç uygulanması ile radon girişinin engellenmesidir (Apak H., 2014).

Aktif ve pasif sistemlerin işlevlerini etkin şekilde yerine getirmesi için ayrıca, diğer önlemlerin de gereken şekilde uygulanması gerekmektedir. Radonun binaya girişini önlemek için bu bağlamda; binaların toprakla temas eden yüzeylerinin ve birleşim yerlerinin sızıntı oluşumunu engelleyecek nitelikte izole edilmesi, bina duvarlarında, su ve kanalizasyon borularının geçmekte olduğu yerlerde bulunan çatlakların, açıklıkların onarılması ve kapatılması önemli hususlardır. Radonun mevcut yapılarda sağlık için bir tehdit oluşturmasını önlemek için uygulanması gereken diğer bir önemli unsur da havalandırmadır. Yerden ve duvarlardan çeşitli yollarla bina içine sızan radon gazı bina içindeki konsantrasyonu artıracağından, kapalı ortamların havalandırılmasına özen gösterilmeli, kapı ve pencerelerde izolasyon yapıldıysa özellikle, havalandırma süreleri artırılmalıdır (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 'Kapalı Ortamlarda Radon Gazı', 2012).

Yeni yapılarda radonun yapıya girişini engellemek için alınabilecek önlemler şu şekilde sıralanabilir:

*Binaların projelendirme safhasında zemin etüdü ve jeolojik yapı dikkate alınmalı ve radon gazının binaya girmeden atmosfere tahliye edileceği sistemler düşünülmelidir.

*Radon konsantrasyonunun sınır değerlere yakın olduğu durumlarda; toprak gazı basıncının pasif yolla, sınır değerlerin çok üzerinde olduğu durumlarda ise; toprak gazı basıncının aktif yolla azaltılması sağlanmalıdır. Kullanılan sistemin yetersiz kalması durumunda, yapı içi basıncını artırmaya yönelik sistem tasarımı uygulanmalıdır.

*Radon düzeyleri sınır değerin altında su ve doğalgaz kullanımı sağlanmalı, sınır değerlerin üzerinde ise, gereken önlemler alınmalıdır.

*Yapı malzemelerinin radyoaktivite analizleri ve değerlendirmeleri yapılarak, değerlendirme sonuçları tavsiye edilen radyoaktivite düzeylerinin üzerinde olan malzemeler bina yapımında kullanılmamalıdır.

*Binalar toprakla temasa olanak vermeyecek şekilde izole edilmeli, esnek, uzun ömürlü yalıtım malzemeleriyle detayına uygun şekilde bohçalama uygulaması yapılmalıdır. Bodrum ve zemin katların tabanına betondan sızıntıyı önlemek amacıyla çatlağı olmayan şap uygulanmalıdır.

KAYNAKÇA

1-Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği, Resmî Gazete Tarihi: 24.03.2000 Resmî Gazete Sayısı: 23999

2- WHO, World Health Organization, Handbook on Indoor Radon: A Public Health Perspective, France, 2009.

3- Cabi Değerli F., Umaroğulları F., 'Binalarda Radon ve Sağlık Üzerindeki Etkileri',Yeşil Bina Sürdürülebilir Yapı Teknolojileri Dergisi, 45, 38-43, 2017

4- Apak H., 'Yapılarda Radon Etkisini Azaltmaya Ya Da Yok Etmeye Yönelik Bir Yaklaşım', Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, Tem. 2014.

5- TAEK, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu,'Kapalı Ortamlarda Radon Gazı', TAEK TR-2012-3,Ankara,2012.