Saygı değer okuyucularım.

Steril avret, yani görülmemesi gereken yerlerin örtülmesi, erkek ve kadın açısından, Allah'ın emridir. Hz. Peygamberin sünnetidir. Sahabe başta olmak üzere, yakın zamana kadar örf ve adetlerimize yerleşmiş bir uygulama olduğu görülüyor.

Bu giyim tarzı Müslümanların giyim şeklidir. Müslüman olan erkek ve kadın, bunu ciddi manada önemser. Çünkü Müslüman kadın ve erkek, inandığı Allah'ın emrini çiğnemek ve onu gücendirmek istemez. Peygamberinin uygulamalarından başka bir yola girmeyi arzu etmez.

O bilir ki, Allah'ın emirleri ve Peygamberin gösterdiği usuller, kendisinin onur ve haysiyetini yüceltir. Ona değer katar.

Başka din mensuplarının veya insanların giyim-kuşamları, tavır ve davranışları onlara aittir. Müslümanlar her konuda olduğu gibi, bu konuda da kendi tarzına sahip çıkar. Taklitçi olmaz. Yaptığının kendisini nereye götüreceğini düşünür, öyle yapar. Zira Müslüman aidiyetini önemser.

Çok değil, bundan 100 yıl önce bu topraklara ziyaret eden bir gezgin. Şöyle bir not düşüyor: 'Türkler, özellikle Türk kadını modanın esiri değil'.

Müslüman giyim kuşamına dikkat eder. Estetiğe önem verir. Temizlik ise, en başta gelir. Böyle etkileyici kural ve prensipleri olan bizlerin, gittikçe kıyafette de değişikliğe uğradığı görülüyor. Halbuki Müslümanlar, kendi yapılarının bozulmamasını isterler.

Ne var ki, Allah'ın emri olan giyinmeye, pek çok yaftalar uydurulmak suretiyle, giyinmemek 'cesurluk' olarak lanse edildi.

Bazı meslek mensuplarının bir kısmı, setril avrete aykırı olan giyim ve kuşamlarını, özentiye varan sunumları ile teşvik ediyorlar. Toplumun değer ölçülerinden ve toplumun ekseriyetinden uzak, bir avuç insanın bu tutum ve davranışları sık sık ortaya dökülüyor.

Çocuk ve gençlerde, bunu bir şey sanarak, özentiye giriyorlar. İyi ve doğru örnek olma bu mu?

Neyzen Tevfik şöyle diyor: 'Bir subay dostunu ziyaret için askeri kışlaya gider. Oturup sohbet ederlerken, kendisinden ney üflemesi istenir. Israrlar karşısında, ney' ini üflemeye başlar. Coşku doruğa çıkmıştır. Neyzen Tevfik ney üflemeyi bırakıp zeybek oynamaya başlar. Pantolonun ön düğmelerini geçirmeyi unuttuğundan, askerlerden biri; 'bey amcacığım edep yerleriniz görülüyor' diye hatırlatır. Bunun üzerine Neyzen Tevfik oyunu bırakır, iki ellerini havaya kaldırarak; 'Allah'ım sana şükürler olsun. Nihayet edebi hatırlatan bir kulunu karşıma çıkardın' der.

O zaman böyle konuşan Neyzen Tevfik, bu zamanı görse ne derdi acaba?

Allah-u Teala' da şöyle buyuruyor: 'Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler) Allah'ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).

Ey ademoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.' (A'raf/26-27) Sağlıcakla kalın.