Merhaba güzel insan, sana harika bir Perşembe diliyorum.
Senin için bugün güzel sorularım var
Neden mi?
Sorular değişirse hayatımız değişir. Bunu sadece ben demiyorum, Question Thinking metadolojisinin kurucusu Dr. Marilee Hamilton diyor.
O zaman sorular gelsin;
Hayatimizin yönetimi kimde?
Neye göre yaşıyoruz hayatımızı?
Tamamen dışsal olaylara bağlı olarak edilgen bir şekilde mi yaratıldık?
Yoksa tam tersi mi?
Mesela Carl Jung İçimizde ne varsa dışımızda o var demiş. Eğer hayatımızı şekillendiren özgür irade olmasaydi yine de bir sınav olur muydu yaşam?

Öyleyse özgür irade ne demek?

Gerçekten özgür irade sınırsız olasılıklar arasından en iyiye en güzele doğru seçim yapabilme kapasitesi ise beynimin acaba hangi bölümü sınırsız olasılıkların daha çok farkında?

Burada detaya girmeden önce buraya nasıl geldik hadi ona bakalım.
Bir önceki yazımda 'o'nla karşılaşmak neden bu kadar zor' demiş ve bu 'o' kim olabilir demiştim. Bir çoğunuz doğru tahmin etti ve ''kendimizi'' dediniz. Çok da haklısınız. En zor karşılaşma kendimizle yaptığımız karşılaşmadır.
O yazımda bu karşılaşmayı yapmamak için neler yaptığımızdan ve tüm bunların yıkıcı etkilerinden bahsettim. Çünkü karşılaşmaktan kaçtığımızda bir savaş başlar ve savaş beynimizin en alttaki bölümü ilkel beyin tarafından yönetilir ve savaşın kazanını olmaz demiştim.
Eğer yazım ilgini çektiyse güzel insan bir kalem ve kağıt yanına almanı rica edeceğim. Bu kendin için kendinle yaptığın bir çalışma olacak.

Peki beynimizin başka hangi bölümleri var. Hadi onlara bakalım; Toplam 3 bölüm;
1. Sürüngen (İlkel) Beyin
2. Duygusal Beyin
3. Görsel Beyin (Neokorteks)

Daha mutlu, daha keyifli ve daya doyumlu bir yaşam için beynimizin hangi bölümünün etkisinde daha çok kaldığımızı mutlaka keşfetmeliyiz. Böylece sınırlı olasılıklardan sınırsız olasılıklara, yargılayan zihniyetten, öğrenen zihniyete geçeceğiz.

Eğer zamanında bu zihniyet değişimlerini öğrenmeseydim. 16 haftalık bir çocuğumu kaybettiğimde, aynı hafta 2 yaşındaki oğluma otizm teşhisi konduğunda ve çocuğumun babası kimseyi tanımadığımız bir şehirde cebimizde 5 kuruş yokken bizi bir akşam bırakıp gittiğinde, kendimi korkunç bir depresyonun pençesinde bulabilirdim. Öyle olmadı şükür. Oğlumun tamamen iyileşmesi gibi bir sürü mucize gerçek oldu, sınırsız olasılıklar içinden. Şimdi sizlerle bunun nasıl mümkün olduğunun en temel sırlarından birini paylaşacağım.

Bunun için önce sizlerle beynin hangi bölümü niçin var ve bölümler arası geçişi mümkün kılan ne ondan bahsedeceğim.
Peki ilk Bölüm gelsin.
1. Sürüngen (İlkel) Beyin
* Savaş yada kaç motivasyonu ile çalışır,
* Temel hayati fonksiyonlarımızı düzenler; nefes almak gibi, sindirim sistem gibi,
* En önemli görevi bizi hayatta tutmaktır,
* Bizi ayakta tutmak için her şeyi kaybetmeni göze alır (Detay için bir önceki yazıma göz atabilirsiniz)
* Ölüm kalım gibi bir durum olmadıkça bu bölümde olmadığımızdan emin olmalıyız.
Aşırı korku endişe ve öfke bizi sürüngen beyne taşır.

Sıra beynimizin 2. Bölümünde;
2. Duygusal Beyin
* Artık duygular sahnede, mutluluk, iğrenme, utanç, üzüntü, korku …
* An'ın farkındadır. Ancak an kalmak değil anda sürüklenmek gibi,
* Sese karşı duyarlıdır,
* Dünyaı iki kutuba ayırır, hani bir şey yaptığımızda yada bir olayla karşılaştığımızda bize ya oldu yada olmadı, ya iyi ya kötü diye sadece iki seçenek sunan iç sesimiz var ya, işte o ses duygusal beyinden geliyor.
* Bu sesi gereğinden fazla dinlediğimizde bizi sadece iki seçenek bıraktığı için kendimizi çaresiz hissedebileceğimiz yer tam burası.
* Bu yüzden işler karışınca küstüm oynamıyorum iste diyen kısmımız

Sıra geldi 3. Bölüme
3. Görsel Beyin (Neokorteks)
* Duygu kontörlü
* Öz farkındalık
* Hayal gücü
* Esneklik
* Sınırsız olasılıklar burada

Kendimize bazen ilkel beyinde, bazen duygusal beyinde bulabiliriz. Bunda bir sorun yok hatta gerekli oranın bize anlattığı hikayeyi çok iyi dinlemeliyiz. Ancak dinlemekten çok bizi bu iki bölüm yönetiyorsa ciddi sıkıntıların kaynağı haline gelebilirler.
Peki biz ilkel beyin yada duygusal beyin odaklı hareket ettiğimizde bizi ne görsel beyne taşıyacak?

Bir çocuk merakı ile sorular sormak bizi otomatik olarak görsel beyne taşıyacak.

Hadi şimdi bir egzersiz yapalım. Önce size bir soru sormak istiyorum.
Hiç istemediğiniz bir durum sıklıkla başınıza gelmeye başladığında kendinize sorduğunuz ilk soru ne oluyor?
Yine mi?
Neden ben?
Benim suçum ne?
Yine yapamadım?
Lütfen hangisini daha çok soruyorsanız not alın

Bu soruların bir kısmı sürüngen beyne bir kısmı duygusal beyne beni götürüyor.
Sorular çok önemlidir. Sorularımız değişirse beynimizin çalışma şekli, beynimizin çalışma şekli değişirse hayatınız değişir.
Albert Einteın'in çok sevdiğim bir sözü var. ''Sorunları, onları yaratırken kullandığımız düşsünce tarzı ile çözemeyiz''.
Bakın bizi duygusal beyinde yada sürüngen beyne götüren yargılayan zihniyet sorularını paylaşıyorum. İşler sıkışınca aşağıdakilerden hangisini daha çok kullandığınızı tekrar bir yere not alın lütfen.
Yanlış olan ne?
Bu kimin suçu?
Kontrolü nasıl ele alabilirim?
Nasıl kaybedebilirim?
Nasıl incinebilirim?
Neden uğraşayım ki?
Bakın tüm bunlar yargılayan zihniyet soruları, zihniyetim bakış açımı belirler. Bakış açımsa olanaklarımı. Bunları en çok kime soruyorsun? Kendine mi? Eşine mi? Çocuğuna mı?
Gün için sorduğun soru tarzına ve şekline dikkat et! Güzel insan, inan bunu yapman hayatının kalitesini değiştirecek.
Peki asıl soru şu beni hangi sorular beni görsel beyne götürür.
Öğrenen zihniyet soruları bizi görsel beyne götürür.
Şu anda iyi olan ne?
Ben neyden sorumluyum?
Seçeneklerim neler?
Bu konuda faydalı olan ne?
Bu durumdan Ne öğreniyorum?
Mümkün olan ne?
Şimdi sana 2 soru soracağım güzel insan, bu soruların cevaplarını da lütfen not al.
1. Bugünden itibaren hayatınıza birini daha çok almak isteseydiniz bu hangi soru olurdu?
2. Peki soru neleri mümkün kılar?
Herhangi bir konu hakkında kendinle karşılaşmaya karar verdiğinde o sana yargılayan zihniyet soruları ile karşılasa da sen hayatının lideri olarak onu dinle, nefes al ve ona öğrenen zihniyet soruları sor. Soruları biz kalıbına çevirebilirsin. Mesela; Şu anda iyi olan ne de? Sonra deki biz neyden sorumluyuz ve seçeneklerimiz neler? En az 5 seçenek bulmaya çalış kendinle. Hemen aklına 2 seçenek gelecek onları yaz. Sonra son yazdığın seçeneğin altına 3 yaz ve boş bırak, sonra 4 yaz ve boş bırak ve son olarak 5 yaz aynısını yap. Ve bu kağıdı al görebileceğin bir yere as. Git gel bak. İzin ver, sen yemek yerken, uyurken alakasız bir şey yaparken, bilincin, bilinçaltın senin için çalışsın ve ertesi güne o güne kadar hiç aklına gelmeyen bir seçeneği bularak uyanmış olacaksın. Mucize senin içinde güzel insan sadece fırsat bekliyor.
Mucizene inan, inanmıyorsan dene