Saygı değer okuyucularım,
İffet; cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılıktır.
İnsanların bazı özellikleri doğuştandır. İffet ve cinsel arzularda bunlardan ikisidir. İnsan,
doğuştan gelen cinsel özelliğini, başka hiçbir varlıkta bulunmayan iffetle kontrol altına alır. Cinsellikle
ilgili arzusunu, en doğru ve sağlıklı olan nikahlı evlilikle giderir. Yalnız, bu nikah, istismar edilen ve
saptırılan ' imam nikahı! ' değil.
Buna rağmen, insan zaman zaman aşırılıklara kaçar. Nefsanî aşırılıklara ilgi duymaktan
kurtulmak, insanın iyi yetiştirilmesine ve kendisini iyi eğitmesine bağlıdır. Zihni ve kalbi bir eğitim olan
bu çalışma, başarıldığında, kişiyi yükseltir. Bu yönüyle iffet, içten gelen istek ve arzu ile olduğundan
dolayı buna ' zihni ve kalbî iffet' de denir.
Son zamanlarda nefsanî aşırılıklar, ruh ve bedenin tatminsizliği gibi özellikler ile kişilerin ve aile
yuvalarının daha çok tahribata uğradığı hepimizce görülmektedir. Bu durum, başta ferdin kendisini,
sonra aile yapısını, arkasından da millet yapısını ve geleceğini endişelendirmektedir.
Bu sıkıntıların telafi edilebilmesi için, iffeti, eğip bükmeden gerçek yerine koymalıdır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) bir hadis-i şeriflerinde; 'Her uzuv için zinadan bir pay vardır,'
buyurmaktadır. Hayat; 'ben hürüm', 'bana kimse karışamaz' , 'ben istediğimi yaparım' vb. ifade
ve davranışlar ile iffetsiz bir seviyeye getirilmemelidir. Zira iffetsizlik ya da cinsel duygulara kapılma;
akılda ve vücutta deprem etkisi yapar. Bu noktadaki depreme tutulanların acıklı halleri sık sık
görülmektedir. Ragıp El-Isfahani; 'En alçaltıcı kölelik, şehvet köleliğidir.' derken, bu gerçeği ortaya
koymuştur.
Bu gün, elbette ki kölelik yoktur. Ancak; duygularının, şehevî arzularının peşinde koşanlar,
adeta köleleşmiş gibi olmaktadırlar. Bu da, üzüntü ve acı vermektedir.
İffet konusu, nedense yalnız kadınlara atfedilmektedir. Hatta iffet konusunda;
'kaybeden kadın olur, erkek kaybetmez' gibi; din dışı ve akıl dışı çarpık bir fikrin de beyan edildiği
görülüyor. Durum hiç de öyle değildir. İffet, hem erkeği hem de kadını ilgilendirmektedir. Bunun en
bariz örneğini, Kur'an-ı Kerim' de Yusuf (as) ın, bu konuda başından geçen olayda görmekteyiz.
Bunun için, mü'min erkekler de, mü'min kadınlar da iffetlerini korumalıdırlar. Bu
nokta da haysiyet ve onurlarına değer katmalıdırlar. Mü'minler için iffet, sahibine yakışan en güzel bir
süstür.
İffetli insanların çokluğu; insanın gönül dünyasını, aile hayatını ve sosyal yapıyı mutlu
ve huzurlu hale getirir.
Bazıları her konuda olduğu gibi, iffet konusunda da ileri geri konuşuyorlar: 'İffet
insanın iki ayağının arasında değil, kafasında olacakmış'
İyi de, Allah-ü Teala, iffeti korumak için,' zinaya yaklaşmayın' diyor. Zina yı hazırlayan
hal ve davranışlardan uzak olunması, bir bütün olarak ele alınmalıdır. İffet belli yerlere aitmiş gibi
laflar yanlıştır, doğruyu ifade etmemektedir.
Allah-ü Teala şöyle buyuruyor:
'Mü'min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu
davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla
haberdardır.',
'Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz
ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler…' (Nur/ 30,31)
Sağlıcakla kalın.