Sevgili okuyucularım.

İnsanın belirli özellikleriyle diğer varlıklardan ayrı olduğu herkesçe bilinir.

Bu özelliklerinden biri de günü birlik yaşamamadır.

Yani, insan hedefli bir varlıktır. Hedef değildir.

Bunun ilk insandan beri böyle olduğu görülür.

Hedefli olmak tamam da, hedef ne ki?

Öğrenciler açısından hedef başarılı olmak, iyi bir üniversite de okumak mı?

Anne ve babalar açısından çocuğunun başarılı olması, iyi bir üniversitede okuması mı?

İyi bir meslek sahibi olmak mı? İyi bir iş sahibi, iyi bir kariyer sahibi olmak mı? Zengin olup; araba, yaylak veya yazlık sabi olmak mı?

Bu talepler insan sayısınca çoğaltılabilir. Taleplerin hepsi de güzeldir. Olması istenir.

Bütün bu isteklerin yanında, şu gözden uzak tutulmamalıdır: Hem dünya, hem de ahiret hayatı itibariyle her şeyi yaratan, yaşatan ve yaratılan her şeyin sahibi olan Allah Teala'nın koyduğu hedef.

Nedir o hedef?

Dünyanın yaşanılır hale getirilmesi, kan dökmemek, ortalığı karıştırmamak. Allah'ı unutmamak. O'na itaat ve ibadet etmek. İnsanlık onuruna ve şerefine yaraşır bir hayat sürmek. Kula, pula kul olmamak. Dünyada da ahirette de cennet te yaşamak.

Peygamberlerimizin sonuncusu, Peygamberimiz Hz. Muhammet (sav)'in de, Allah'ın belirlediği hedefleri açıklayan izahları var. Onlardan biri şöyle:

'Bendem sonra hiçbirinizin dinden döneceğini düşünmem. Ancak, benden sonra dünyanın güzellikleri ve nimetleri üzerinize açılır da ahiretinizi ihmal etmenizden korkarım.' Bir diğer hadislerinde de:

' Geleceğinde emin olan aldanmıştır.' Bu hadisi şeriften kötümserlik veya ümitsizlik anlaşılmamaktadır. Bilakis planlama, hedeften sapmama veya hedeften şaşmama ve tedbirler anlaşılmalıdır.

Allah ve Resulünün koyduğu hedeflerin en üstün olanı Cennet. İşte belirlenen hedefler, sahibini buraya taşımalıdır.

Aklı başında her Müslümanın nihai hedefi budur.

Atalarımızda bu hedeflere bağlı kalarak, insanın safiyetinin düşmemesi, küçük işler peşinde; oyunda oynaşta koşarak, kendisi, devleti, milleti ve Müslümanlar adına cennet gibi büyük hedefler peşinde koşması arzu edilmiştir. Birkaç örnek sunayım:

' Üstte mavi gök göçmedikçe, altta yağız toprak delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir?'

' Devlet-i ebet müddet.'

' Kızıl elmaya hey hey, kızıl elmaya.'

' İlim Çin'de de olsa onu alın.'

' Müslümanın günü gününe eşit olmaz.'

Sağlıcakla kalın.