Aydınlı Avukat Rabia Altuntaş düzenlediği basın toplantısı ile Aydın Baro Başkanlığı'na adaylığını açıkladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1934 yılında seçim kanununda yaptığı değişiklik ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiğini hatırlatarak konuşmasına başlayan Altuntaş, 'Dünyada kadınlar tarafından seçme ve seçilme hakkını elde etmek için zorlu mücadeleler verilirken, 1934 yılında Seçim Kanununda yapılan değişiklikle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu hakkı bizlere tanımıştır. Kendisinin büyük devrimlerinden bir tanesidir. Bugün huzurunuzda bu konuşmayı yapabiliyorsam, onun sayesindedir. Kendisini, saygı ve minnetle anıyor, şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'nin ilk kadın avukatı, kadın hakları savunucularından Süreyya Ağaoğlu'nu da saygı ve rahmetle anıyorum' dedi.

Sessiz çığlığın simgesi ‘Mor Cepken' gençlerden tam not aldı Sessiz çığlığın simgesi ‘Mor Cepken' gençlerden tam not aldı

Avukatlık mesleğini icra etmekten dolayı gurur duyduğunu belirten Altuntaş, 'Dünyada kadınlar tarafından seçme ve seçilme hakkını elde etmek için zorlu mücadeleler verilirken, 1934 yılında Seçim Kanununda yapılan değişiklikle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu hakkı bizlere tanımıştır. Kendisinin büyük devrimlerinden bir tanesidir. Bugün huzurunuzda bu konuşmayı yapabiliyorsam, onun sayesindedir. Kendisini, saygı ve minnetle anıyor, şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'nin ilk kadın avukatı, kadın hakları savunucularından Süreyya Ağaoğlu'nu da saygı ve rahmetle anıyorum. Bu süreç içerisinde tüm çalışmaları kendi şahsi imkanlarımla gerçekleştirdim. Baronun olanaklarını, sosyal medya sayfalarını, çalışan desteğini kullanmadım, makam aracı ile gezmedim ve mali kaynaklarını kullanmadım. Bundan onur duyduğumu bildirmek isterim. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, meslek örgütü içinde aday olma şartları sağlayan meslektaşların bu tarz mevkilerde çalışmak için aday olması en demokratik hakkıdır. Kimsenin bu hakkı kullanması engellenemez, bu hakkı kullanıyor diye eleştirilemez. Mevcut başkan olarak da 'son kez' demiş olsanız dahi aday olmak istiyorsanız, bu hakkınızı kullanabilirsiniz. Kimseye, karalama, kötüleme ya da rencide edecek şekildeki nabız yoklama amaçlı söylemler ile hareket etmeye hakkınız yok. Barolar, siyasetin kirli söylemlerinin, oyunlarının kullanılacağı yerler değildir. 'Baroyu ona mı bırakacaksın?' diyorlar şeklinde söylemlere itibar etmediğimi, ve bu söylemlerin ağza alınmasını beyan edilmesini yakıştıramadığımı, bu söylemlerinize karşı demoralize olmayacağımı ifade etmek istiyorum' diye konuştu.

Altuntaş, cinsiyet eşitsizliğinin olduğu hiçbir kurumda gerçek demokrasiden söz edilmeyeceğini kaydederek şunları söyledi;

İki dönem Aydın Barosu Yönetim Kurulu üyeliğine, birbirinden değerli meslektaşlarımın oylarıyla seçildiğimi ve ikinci dönemde oldukça yüksek bir oy alarak seçildiğimi hatırlatarak; bu söylemeleri tarafıma oy veren meslektaşlara bir hakaret olarak kabul ediyorum. Çünkü tarafıma oy vererek, kendilerini ve baroyu temsile layık görmüş ve oylarıyla bu onurlu görevi yerine getirmemi sağlamışlardır. Oy veren vermeyen tüm meslektaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum. Aydın Barosu Yönetim Kurulu içinde baro başkanın önerisi ve Yönetim Kurulu üyelerinin oyu ile saymanlık ve genel sekreterlik görevlerini yürüttüğümü belirtip divanda baromu zaten gereği gibi temsil ettiğimi hatırlatmak isterim. İstifamdan pandemi sürecine kadar geçen dilimde gidebildiğim kadar merkezde ve ilçede meslektaşlarımı gezerek sorunlarını nasıl bir baro istediklerini dinledim.Tarafıma yapılan eleştirileri kendimi irdeleme açısından mutlulukla karşıladım. Çünkü ben o ya da bu görüşün, o ya da bu grubun değil Aydın Barosundaki tüm meslektaşlarımın her zaman yanında ve sorunlarını çözmek için, tüm meslektaşları kucaklayacak şekilde bir yönetim anlayışı için yola çıktım. Bu süreçte beni kucaklayan, görüş ve önerilerilerini sunan, yine eleştirilerini açık yüreklilikle yüzüme ifade eden tüm meslek büyüklerime ve meslektaşlarıma teşekkür ederim. Açıklamamdan sonra da pandemi nedeniyle ziyaret edemediğim tüm meslektaşlarımı ziyaret etmeye, görüş öneri ve eleştirilerini dinlemeye devam edeceğim. İşte görüldüğü üzere birçok kadının yaşadığı şekilde temsilin söz konusu olduğu her makamda maalesef kadın hakları savunucusu barolarda dahi, erkek egemen alanda ve temsilde kadın istenmiyor, istermiş gibi yapılıyor. 'Sesini çıkartma! Geldiğin yerle idare et' deniyor. Kadının temsilde veya üst yönetim düzeyinde hak ettiği yeri alamadığı, yükselmesinin önünde psikolojik manevi erkek şiddetine maruz kaldığı, bu bağlamda cinsiyet eşitsizliğinin olduğu hiçbir kurumda gerçek demokrasiden söz edilemez. Ancak, dünyada ve ülkemde hiçbir hak kolay kazanılmamıştır. Hakkın elde edilmesi gerçekçi ve güçlü mücadele ister, Atatürk' ün ilkeleri ve mücadeleci ruhu ışığında işte o azim ve kararlılığın tarafımda fazlasıyla olduğunu belirtmek isterim. Bu kararlılık ve azim asla hırs olarak algılanmamalıdır. Bu, meslek örgütüm adına hizmet etmek arzumdan başka bir şey değildir. 18 Kasım 2019 tarihinde verdiğim istifa dilekçem de istifamın meslek örgütüme hizmet etmekten vazgeçtiğim anlamına gelmediği, tam aksine bunun mücadele girişimimin bir başlangıcı olduğunu beyan etmiştim. Yıldırma, heves kırma, güçlük çıkarma ve boyun eğdirmeye yönelik bir rekabet anlayışıyla kadına karşı mücadeleye artık bir son verilmesi, kadının temsilde yer aldığı özveri, uyum, yardım birbirine saygı gibi bütünleştirici değerler üzerinden bir yönetim anlayışının hakim olması için, baroma ve meslek örgütüme, meslektaşlarıma hizmet etmek, onların yararına bir çok projeyi hayata geçirmek; başkanlık makamının ve baroların birilerinin siyasi kariyer hesapları yapacağı şahsi şov yeri olmadığının bilinciyle meslektaşına, demokrasiye, insan haklarına kalben inanarak hizmet etmek, kamuya faydalı olmak için Baro Başkanlığı'na aday olduğumu huzurunuzda gururla açıklıyorum. Baromu en iyi şekilde temsil edeceğimden, Atatürk' ün ilkeleri ışığında hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığının sağlanması, hukuk ve insan hakları ihlallerine tanıklık etmeksizin olması gereken şekilde cesaret ve kararlılıkla mücadeleden asla kaçmayacağımdan kimsenin şüphesi olmasın.