İnsanoğlu için geldiğimiz noktada bu iki başlık çok önemli!

Elbette herkesin en doğal ve temel ihtiyacıdır. Araba için olmazsa olmaz diyemeyiz ancak son 20 yılda iş o noktaya geldi ki araba yoksa eksik kalmış oluyoruz!

Eski döneme baktığımızda yapılan bir iki odalı evde ana baba çocuklar gelinler yaşarken şimdilerde bu mümkün olmuyor dolayısıyla ev ihtiyacı günümüze göre daha geniş olması herkesin temel ihtiyacı haline geldi.

Bu araba içinde böyle eskiden ailede olan bir araba herkesin işini görürken şimdi herkesin bir arabası olmaz ise sorunlar yaşanır hale geldi.

Devletin işine geliyor mu bu?

Temel ihtiyaç ve gereksinimler günün şart ve koşullarına göre belirleniyor dolayısıyla uluslararası ve ulusal sermaye bu konuda insanların açığını yakaladı ve bu iki kalem üzerinden adeta tüm dünya sömürülür hale geldi.

Şehirler ve şehirler arası ulaşım hızlı trenler ve denizyolu üzerine olsaydı sanırım bu kadar araç ihtiyaç haline gelmez idi diğer taraftan artık her değiştirilen ev kredi borcu biter bitmez hemen daha iyisini alalım noktasında toplumda bir öncelik haline geldi ve doğal olarak sınırlı olan insan ömrü ile baktığımız da kimse araba ve ev dışında kendisine çevresine ve zaman ve para ayıramaz hale geldi çünkü sürekli borçlu olan halk kazancı ne olursa olsun uzun süte mutlu bir hayat süremiyor.

Devletler ve sermaye sahipleri kazanıyor!

Devletler araçlardan ve evlerden dolayı ciddi bir ekonomik döngü sağlarken ve borçlu olan halkı idare etmek daha kolay olduğu kanaati oluşmuş olmalı ki sürekli halk borçlandırılıyor diğer taraftan araçlardan aldığı ÖTV vergi petrol vb ürünlerden iyi gelir elde ediyor dolayısıyla sürekli araç üretme ve satmaya yönelik teşvikler oluyor. Burada bir sınır yok daha yenisi! Daha iyisi derken adam bir bakıyor ömrü bitmiş ama hala yenilik ve daha iyisini ulaşma hevesi bitmemiş!

Örneğin Aydın ilinde 500 binden fazla araç var ve her ay trafik cezalarından 8 ile 10 milyon parayı hazineye gönderiyoruz! Hatta son günlerde bu konu ege illerinde sıkça sorgulanır oldu. Google'ye sorduğumuzda belirli illerin dışında bu cezaları göremeyince acaba bizim emniyet düzenli bilgi aktarıyor diğer iller gizli mi tutuyor? Yoksa sadece cezaları biz mi ödüyoruz! Diyorlar. Bunu İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'ya soru olarak ta soralım. Sayın Soylu trafik cezaları en çok Ege'den mi alınıyor?

Uluslararası sermaye neden ister bina ve araba saymayı?

Zengin ülkelerde tefecilik yapan sermaye sahipleri kendi ülkelerinde yapamadıklarını bizde yaptırıyor. Örneğin kendi yerli aracımız yok! İnşaatta kullandığımız malzemelerin çoğu ithal veya fabrikaları almış bu yabancılar ayrıca en büyük kalemi bankalar aracılığı ile götürüyorlar çünkü bankalardan aldığımız kredilerin neredeyse tamamı batı devletlerinde yatırım yapamayan adamların sağladığı paralardır.

2008 yılından bugüne ısrarla iddia ediyorum araba ve ev ile kalkınma olmaz. Şöyle bir düşünelim son 20 yılda araba ve konuts yatırdığımız paraları üretim için yatırmış olsaydık elbette bugün 15-35 yaş aralığında olan gençlerimiz dünyaya muhteşem ürünler üretip satıyor olacak ve belki milli gelirimiz bir çok Avrupa ülkesinden daha fazla olacak idi ama biz millet olarak öyle bir kaygımız olmadığı için devlet bize bakar/baksın demeye devam ediyoruz ama devlet kaç kişiyi ne kadar bakabilir!
Bu konuda suçu sadece siyasilere yüklemek insafsızlık olur.
Biz ne istiyor isek siyaset ve sermaye bizi öyle davranıyor.
Son olarak bu araç artışı bu haliyle devam eder ise inanın 5 yıl sonra şehirler tamamen ilkel yaşam yerleri haline gelecek.