Gelişen teknolojiye bağlı olarak tarımsal faaliyetlerde insansız hava araçlarının kullanımında, büyüyen bir artış söz konusudur. Halihazırda tarım dronları pazarının 32,4 milyar ABD doları değerinde olduğu tahmin edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği açısından, riskin kaynağında yok edilmesine yönelik bir faaliyettir. Drone teknolojisi haritalama, ilaçlama, ürünlerin gözlemlenmesi, hayvanların takip edilmesi, ekipmanların gözetimi, çalışanların izlenmesi, gübreleme, sebze ve meyve hastalıklarına teşhis koyma, sulama, yangınların tespiti ve söndürülmesi, araştırma ve analizler gibi birçok faaliyetlerde kullanılmaktadır. İHA'lar tarla üzerinde bir pilot tarafından elle uçurulabilir veya belirli bir rotayı takip etmesini sağlamak için yazılım kullanılabilir.

İlaçlamada kimyasal risk etmenlerine maruziyet söz konusudur. Tarımsal ilaçlama işlemleri genellikle, sırt ilaçlama pompaları veya traktörlerin arkasına bağlanan bazı aparatlarla yapılmaktadır. 2020 yılında yapılan bir çalışmada, Brezilya'da soya fasulyesi tarlasında ilaçlamada drone sistemleri kullanılarak herbisit kullanımının %52 oranında azaldığı görülmüştür.

Uygulanan bu işlemler kimyasallara maruziyete ilaveten kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına da yol açacaktır. İlaçlama dronları altlarına eklenen ilaç haznesi ve püskürtme sistemiyle kolaylıkla ilaçlama yapabilirler. Zaman ve maliyet açısından da kazanç söz konusu olacaktır. Tarım ile uğraşanların en çok üzerinde durdukları hususlardan biri de toprak analizidir. Drone üzerindeki termal kameralar ve sensörler ile yukarıdan toprak incelenmekte ve toprağın besin değeri ile mevcut durumu anlaşılabilmektedir. Geniş meyve bahçelerinde ve ağaçlık alanlarda hastalıklı ağaçların tespit edilmesi ya da yeteri kadar su alamamış bitkilerin belirlenebilmesi için dronelardan yararlanılmaktadır. Bitkilerin hastalık taşıyıp taşımadığı ya da susuz ve besinsiz kalma durumları renklerinden kolaylıkla anlaşılmaktadır. Yüksekten görüntü alan dronlar sayesinde bahçenin farklı bölgelerindeki renk dağılımını izlemek ve sorunlu bölgeleri anında tespit etmek mümkündür. En uygun tohumlama yöntemini belirlemek için de geniş tarım arazilerinde yaygın şekilde kullanılmaya başlanılmıştır. Meyvelerin budama veya seyreltme işlerinde kullanılabilmektedir.

Çiftçiler, tarımsal yönetimde drone kullanmaya karar verdikten sonra, yatırımdan önce döner dron mu sabit kanatlı drone mu hangisini kullanacağını belirlemelidir. Quadcopter veya multikopter gibi bir döner sistem, piksel başına mm kullanarak daha yakın mesafeden yüksek çözünürlüklü görüntüler alma yeteneği sayesinde küçük alanları haritalamak ve incelemek için idealdir. Kalkış ve iniş alanı da çok küçük olabilir ki, bu da daha kentsel alanlara uygundur. Buna karşılık, sabit kanatlı bir drone, haritalanmış alanların genellikle geniş olduğu alanlar ile kalkış ve iniş alanının sınırlı olmadığı tarımsal uygulamalar için genellikle daha uygun ve faydalıdır.

Güvenlik dronları, daha fazla güvenlik personeli istihdam etmek yerine, kenevir gibi daha değerli mahsullerin çitlerini ve çevrelerini izlemek için konuşlandırılabilir. Drone kameralar, uzaktaki otlak alanlarında kayıp veya yaralı sürü hayvanlarını tespit ederek çiftlik hayvanlarını korumak içinde kullanılmaktadır. Eskiden saatlerce yürümeyi gerektiren uzak bölgelerin takibi artık birkaç dakika içinde tamamlanabilmektedir.

Hollanda ve Japonya'daki araştırmacılar, bitkilere zarar vermeden tozlaşma yeteneğine sahip küçük insansız hava araçları geliştiriyorlar. Bir sonraki adım, operatörlerden sürekli talimat almadan ürün sağlığını çalışacak ve izleyecek otonom tozlaşma dronları oluşturmaktır.

Geliştirilmekte olan bir başka drone teknolojisi de makine öğrenimini içeriyor. Drone'larda Yapay Zekayı geliştirmek, onları gelişmekte olan ülkelerdeki daha küçük çiftçiler için daha kullanışlı hale getirebilmek için önemlidir. Mevcut drone teknolojileri, geniş tek kültürlü tarla modellerinde ekilen mısır gibi iyi bilinen mahsullerin izlenmesinde daha etkilidir. Drone izleme programları, mevcut haliyle, artan ürün çeşitliliği, daha az bilinen ürünler ve büyüme aşamaları boyunca birbirine benzeyen tahılların bulunduğu alanları tanımakta güçlük çeker ve bu nedenle ürün büyümesini ve sağlığını izlemede daha az etkilidir.

Tarım sektöründe çalışanlar toprağın işlenmesi, ekim, dikim, ilaçlama gibi faaliyetleri çoğu zaman tek başlarına ve uzun çalışma süresiyle yürüttüklerinden iş sağlığı ve güvenliği bakımından korumasız durumda kalmaktadırlar. Çalışanların tarımsal faaliyetlerde kullanılan kimyasallara (pestisitler, gübreler vb.) maruziyeti insansız hava aracı teknolojisi kullanımı ile daha da azaltılabilecektir. Mekanik tehlikeler (kesilme, ezilme vb.), sıcak-soğuk havada uzun süre çalışma, yük kaldırma ve taşıma, uzun süre ayakta çalışma gibi ergonomik risklerde en aza indirgenmiş olacaktır.

HAKAN ERDOĞAN

GRAD IOSH
NEBOSH TRAINER & NEBOSH IGC
A SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI
MAKİNE YÜKSEK MÜHENDİSİ