Kadın … Herkesin aklına kadın deyince çok farklı şeyler geliyordur , eminim ama aslında olması gereken sadece İNSAN. Kadınların da aslında sadece insan olduğunu, aslında özel güçleri olmadığını bilmek gerekiyor. Mucizeler beklememek, normal beklentiler içinde olmak gerekiyor. Zaten hayatları boyunca çeşitli ağır sorumluluklar yükleniyor, beslenme alanında da geçerli bu durum.

Doğuyorlar, zaten hayata bazı toplumlarda 1-0 yenik başlıyorlar. Kız çocuk oldukları için hor görülüyorlar, güzel yemekler öncelikle erkeğe veriliyor , olur da artarsa kız çocuğa da veriliyor. Büyüyor ve sorumluluklar artıyor. Belli bölgelerde -daha çok batıda- , beden algısı oluşmaya başlıyor. Güzel ve ipince görünmek cazip geliyor, yeterli ve dengeli beslenmekten vazgeçiliyor. Daha da büyüyüp evlilik zamanı geliyor ve ardından hamilelik… Belki de bir kadının hayatının en sorumluluk yüklü dönemi geliyor. Herkesin farklı deneyimleri, farklı söylemlerinin arasından doğruya ulaşıp, dünyaya getireceği bebeğe ömrü boyunca sağlıklı bir yaşam sağlamaya çalışıyor. Doğum oluyor, emzirme dönemi geliyor. Anneye ayrı , bebeğe ayrı yaptırımlar sağlamaya çalışan bir topluluk kadını bekliyor. 'Bebeğe şekerli su verilsin, mama verilsin, bala bandırılıp emziğe alıştırılsın. Anne sürekli tatlı yesin, garip bitki çayı karışımları tüketsin sütü artsın.' Emin olun bu sözlere karşı sakin kalabilmek lohusa dönemindeki bir anne için dünyanın en zor şeyi belki de.

Emzirme döneminden sonra eğer bir aksilik olup da bir hastalık gelişmezse kadın hayatında beslenme açısından rahatlamış olur, yeterli ve dengeli beslendiği zaman sıkıntı yaşamaz. Ta ki menopoz dönemi gelene kadar… Menopoz dönemi başlama sinyalleri verdiği andan itibaren bel çevresi kalınlaşmaya, hormon dengesi bozulmaya, metabolizma hızı düşmeye başlar. Bunların hepsi ne demektir ? Artık kilo kaybetmek, hareket etmek ömrün ilk dönemlerine göre daha zor olacaktır.

Demem o ki , kadın zaten hayatı boyunca zorluklarla karşı karşıya kalıyorken bir de çevresel etkenlerle onun işini daha da zorlaştırmak büyük acımasızlık. İş hayatından tutun da özel hayatına kadar sürekli negatif ayrımcılık uygulanmaktadır. Kadının elinden tutmak varken 'bir tane de ben vurayım' anlayışı gelişmiştir, nedendir bilemiyorum ama artık bu gidişin bir sonu olmalı. Herkes kendi üzerine düşeni yapmalı ve etrafında kaç tane kadın varsa ; annesi, anneannesi , babaannesi, kardeşi, yengesi, halası, teyzesi, kız çocuğu, karısı farketmeksizin İNSAN yerine koymalı. Ayrıcalık gösterilip, başka bir şey yapılmasına gerek yok.

Tüm kadınların gününü kutluyorum; sağlıklı, huzurlu, özgür ve mutlu günler diliyorum.