Aydın Barosu 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla bir basın açıklamasında bulundu. Baro Başkanı Av. Gökhan Bozkurt ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı basın açıklaması Aydın Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Cennet Ceyda Boğa tarafından yapıldı. İşte o açıklamadan bazı satır başları:

Çocuk Hakları komisyonu Başkanı Cennet Ceyda Boğa ' Birleşmiş Milletler Dünya Çocuk Günü'nün 1954 yılında kabul edildiğini ve dünyada çocuklar arasında farkındalık yaratmak ve çocukların refahını artırmak için her yıl 20 Kasım'da kutlanmakta olduğunu kaydetti.

Çocuk Hakları Sözleşmesi ve akabinde kurulan BM Çocuk Hakları Komisyonu'nun tüm çalışmalarına rağmen bugün çocukların hala toplumun istismara en açık ve savunmasız grubunu teşkil ettiğini kaydeden Başkan Boğa ' Günümüz Türkiye'sinde de çocuk haklarının ihlale açık bir durumda olduğu kuşkusuz ki ortadadır.

Ülkemizin 14 Ekim 1990'da imzaladığı sözleşme, 27 Ocak 1995'te Resmi Gazetede yayımladıktan sonra yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin yürürlüğe girmesinin üstünden 24 yıl geçmesine rağmen Türkiye'de hala tarımda ve hizmet sektörlerinde çalışan çocuk işçiler, ruhsal, fiziki ve cinsel şiddete uğrayan çocuklar, çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları ve çatışma ortamında kaybedilen, Suriye savaşından kaçarak Türkiye'ye sığınan ailelerin çocukları, mülteci çocuklar günümüzde kanayan bir yaramızdır' dedi.

On sekiz yaşından küçük olan herkesin çocuk olduğunu belirterek Çocuk Hakları ile ilgili unutulmaması gereken hususların altını çizen Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Cennet Ceyda Boğa;

-Çocuklar hayatta kalmalı, özgürce yaşamalı ve gelişmelidir. Bunu sağlamak ise tüm devletlerin görevidir. Devletler bağlı oldukları uluslararası sözleşmelerde yer alan hükümlere uymalı ve toplum genelinde uyulmasını sağlama yollarını bulmalıdır. Toplumsal kaosun önüne ancak ve ancak evrensel olarak çocukların korunmasıyla birlikte onların sağlıklı bir toplumun en önemli bileşeni olduğu vurgusu yerleştirilerek geçilebilir.

-Çocukları etkileyecek kararlar alınırken, fikirlerini oluşturma yeteneğine sahip her çocuk görüşlerini serbestçe ifade edebilmelidir. Baroların ve sivil toplum kuruluşlarının çocuk hakları konusundaki seslerine kulak verilmeli, kolluk kuvvetleri ve ceza infaz kurumları daha çok denetlenmelidir.

-Geçtiğimiz yıllarda kurulan ÇİM'lerde istimara uğrayan çocukların vaka hakkında dinlenmesi esas alınmalı, çocuğun defalarca yaşadığı travmayı Mahkeme huzurunda anlatmasının önüne geçilmelidir.

-Sözleşmeye taraf devletler çocukların her türlü ihmal, istismar ve şiddet karşısında gerekli tüm yasal, idari, toplumsal, önlemleri almalıdır.

- Çocukların maruz kaldığı akran zorbalığının erken tespit edilebilmesi için öğretmen ve okul yöneticileri eğitilmeli, Psikolojik Danışman ve Rehberlik Öğretmenlerinin duyarlılığının arttırılması için çalışmalar yapılmalıdır.

- Ebeveynler ve çocuklar eğitim hakkı konusunda bilinçlendirilmeli. Kamu spotları hazırlanarak görseller eşliğinde çocuk haklarının önemine vurgu yapılmalıdır. Bu konuda basın yayın organlarının aktif bir duruş sergilemesinin yolu açılmalıdır.

- Mülteci çocukların sosyal uyum problemi devletin yetkili makamlarınca çözülmeli ve toplumsal barışın geliştirilmesine doğrudan katkıda bulunulmalıdır.

-Çocuklar suçların kurbanı olduğu gibi faili de olabilmektedir. Toplumsal durumlar ve şartlar çocukları suç işlemeye itebilmektedir. Bu durumda da devletler, çocukları bastırıcı yöntemlerle cezalandırmak yerine rehabilitasyon etme yoluna giderek çocukları topluma kazandırmalıdır.

Tarihin eğlence merkezi Aydın'da ziyaretçilerini bekliyor Tarihin eğlence merkezi Aydın'da ziyaretçilerini bekliyor

- Çocukların dini eğitimi Cemaatler eliyle değil, devletin resmi birimleri ile verilmeli, bu konuda ebeveynler ve çocuklar Devletin Yetkili birimleri ile aydınlatılmalıdır.

-Taraf Devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişimini sağlayacak yeterli bir yaşam standardı sağlayacağını açıkça temin etmelidir.

-Anayasanın 10 ve 41. Maddelerinde düzenlendiği gibi devlet her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alması gerekir. Devletin çocukları koruma konusunda pozitif yükümlülüğü vardır, bu durum hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.

- Eğitim sistemi Atatürk'ün çizdiği temeller üzerine oturtulmalıdır. Çocuklar fırsat eşitliği çerçevesinde eşit ve parasız bir eğitime kavuşturulmalı, cemaat okul ve yurtlarına mecbur bırakılmamalıdır.

-Çocuğa karşı işlenen suçlarla mücadelede daha etkin ve bilinçli çocuk haklarını esas alan politikalar üretilmeli, cezalar arttırılmalıdır.

-Ayrıca çocuğun suç işlemesi hallerinde de 'fail' sıfatıyla değerlendirilmemesi ve sadece suça sürüklenebileceği hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Sosyal ve ekonomik koşulların bu bakımdan iyileştirilmesine önem verilmelidir.

-Kültürel ve ahlaki yozlaşmalara karşı Cumhuriyet kazanımlarına üstünlük verilmeli, Atatürk İlke ve inkılaplarına sahip çıkılmalıdır' şeklinde konuştu.

Aydın Barosu Çocuk Hakları Komisyonu; Çocuğun hak sahibi, eşit, özgür, mutlu ve onurlu bir birey olarak yaşamda var olabilmeleri için çocukların yararına bütüncül bir dönüşümü savunmaya, her türlü şiddete karşı sonuna kadar mücadele etmeye devam edecektir. Bu kapsamda sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları ile her türlü dayanışma içerisinde bulunmaya hazırız'