2025 yılı itibariyle pamuğun üretim maliyetinin kilogramda 35 TL’ye ulaştığını, ancak ürünün şu anda 26-27 TL’ye alındığını vurgulayan Başkan Kendirlioğlu:
“Üretici emeğinin karşılığını alamıyor. Bu nedenle pamuk ekim alanları her yıl daralıyor. Bu gidişle üretim tamamen bitebilir.” ifadelerini kullandı.
Son günlerde Aydın ve çevresinde etkili olan yağışlara da değinen Kendirlioğlu, yağışların zeytin ve kestane için faydalı olduğunu ancak pamukta kaliteyi düşürdüğünü belirtti.
“Pamuk yağmuru sevmez. Rutubet kaliteyi etkiler. Bu da piyasa fiyatlarında 1 TL civarında düşüşe neden olabilir. Ama esas sıkıntımız bu değil; asıl problem fiyatlar” dedi.
Pamuk destekleme primleriyle ilgili de belirsizlik yaşandığını ifade eden Kendirlioğlu, çiftçinin bu fiyatlarla bırakın para kazanmayı, kredi borçlarını bile ödeyemeyecek durumda olduğunu söyledi.
Başkan Kendirlioğlu, “Şu anda 10 TL prim beklentisi var. Bu yüksek gibi görünebilir ancak sistem ilk çıktığında verilen 20 centlik prim, bugünkü kurla yaklaşık 16 TL’ye denk geliyor. Çiftçimizin ayakta kalması için bu tür desteklerin yeniden uygulanması şart” diye konuştu.
Pamuk üretiminin son yıllarda ciddi oranda azaldığını belirten Kendirlioğlu, bir zamanlar 1 milyon dönümü bulan pamuk ekim alanlarının bu yıl 450 bin dönüme, gelecek yıl ise 150-200 bin dönüme kadar gerileyebileceğini vurguladı.
Kendirlioğlu, “Eskiden Çine, Bozdoğan, Karpuzlu gibi ilçeler pamuk merkeziydi. Şimdi sadece Söke, Germencik ve Efeler’de üretim kaldı. Böyle giderse ülkemizin ihtiyacı olan işlenmiş pamuğun ancak yüzde 25-30’unu karşılayabileceğiz. Geri kalanını başka ülkelerin çiftçisinden ithal etmek zorunda kalacağız.”
Pamuk üretiminin devamı için sürdürülebilir fiyat politikaları ve etkili destekleme sistemlerinin uygulanması gerektiğini söyleyen Kendirlioğlu, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bu işin şakası kalmadı. Üretici üretimden vazgeçmek üzere. Pamuk stratejik bir üründür. Bugün kaybedersek, yeniden kazanmak çok zor olur.”