Saygıdeğer okuyucularım.

Yaz mevsiminin gelmesi ve Pandemi tedbirlerinin yumuşamasıyla evlilik merasimleri başladı. Bu arada, yıl bi oniki ay devam eden evlilik merasimlerinin neredeyse tamamında, din görevlisi çağrılarak, dua edilir ya da dini nikah ta kıydırılır.

İşte benim arz etmek istediğim de burası. Yani, dini nikah veya imam nikahı.

Her şeyden önce, evlilik ve nikah son derece önemlidir. Evlilik ve nikahın hafife alınacak yanı yoktur. Çünkü: Evlilikle taraflar birbirlerine en değerli hazinelerinden biri olan iffetlerini paylaşıyorlar. Evlilikle; nesep ve soy temelleri atılıyor. Nesep ve soyla milletin geleceği belirleniyor. Aile ve kişisel hukuk işlemeye başlıyor. Daha pek çok faydanın doğuşunu hazırlayan evlilik; NİKÂH denilen ALLAH'IN HUZURUNDA VERİLEN kabul sözlerinden ibarettir. Allah Taala Nur Suresi 32. Ayetinde buyuruyor ki: ' Sizden bekar olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.'

Bu Allah emriyle, yıllarca hareket edilerek, Allah ve şahitler huzurunda verilen sözle, evli olan çiftler, her türlü zahmete göğüs gerek, sadık kalmışlardır. Şayet ayrılık ve boşanma olacaksa haklar; Allah hakkı ve kul hakkı olarak ele alınıp, işlediği görülür.

Ama son zamanlarda, nikah konusunun ciddiyetinin, maalesef bazı insanlarımızca hafife alındığı görülüyor. Bu nedenle de, hem Dinimizin emri olan nikah, hem de nikahlarda dua veya nikah kıyan samimi hocalarımız töhmet altına alınıyor, İtibarsızlaştırılıyo. Bu kabul edilemez bir basitliktir.

Evlilik ve nikahın ciddiyetini koruma, tarafların hukukunu güvence altına alma, Medeni Kanunumuzda belli kurallara bağlanmıştır. Bundan sonra, artık evlilik ve nikahın sorumlulukları vardır. Kafası esen evlilik ve nikah konusunda keyfine göre hareket edemeyecektir. Edenler hakkında kanun hükümleri uygulamaya giriyor. Ya da öyle olması gerekmektedir.

Her ne kadar, Anayasa Mahkemesi iptal etmişse de, Resmi nikah kıyılmadan, Dini nikah kıyılması yasaklanmıştır. T.C.K.'nun 230. Maddesinin 5., 6. Fıkraları bu hususu düzenliyordu. Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Taşradaki personeli, buna sıkı sıkıya uydular. Ama birileri? maalesef insafsızca bunu deldiler. Medeni kanuna göre nikah memurlarının kıydığı nikah geçerli bir merasimdi halbuki.

Şimdi iğrenç tablolarla karşılaşıyoruz, ya da duyuyoruz. Güya; bir bayan, ya da bay evli oldukları halde, ya da iki genç 18 yaşını doldursun doldurmasın, kimsenin haberi olmadan, ya da uydurk iki şahit icat ederek buldukları bir herife? nikah kıydırıyorlar. Bunun da adı dini nikah veya imam nikahı oluyor. Televizyon ekranlarından, sosyal medyadan, yazılı basından bu ibretlik durumları da öylece bakıyoruz.

Olmaz efendim. Olamaz. Ahlaki yozlaşmayı, ne dini ne de kanunları alet edemeyiz. Böyle davranan hak-hukuk çiğneyicilerine fırsat verilmemeli. Buna DİNİ NİKÂH ya da İMAM NİKÂHI denilmemelidir. Bu düpedüz ahlaki zafiyettir, tolum ve Millet yapımızın bozulmasını hazırlayan sebeplerden biridir.

Allah ve Resulünün emirleri ve Medeni kanunumuz çerçevesinde evlenen çiftlere huzur ve mutluluklar diliyorum. Evliliğin kutsiyeti ile dolu bir ömür geçirmelerini niyaz ediyorum.

Sağlıcakla kalın.