17 Ağustos 1999 yaşadığımız ve milletçe çok büyük acıları veren
depremi yaşadığımız bir gün olarak hatırlıyoruz.

Allah'tan niyaz ediyoruz ki halkımıza böyle acıları bir daha yaşatmasın.

Böylesi büyük acılar aynı zamanda;

MİLLETİMİZİN;
• Birlik ve beraberlik anlayışı,
• Dayanışma duyguları,
• Yardıma koşma çabaları,
• Kardeşlik duyguları,
• Allah'ın rızasını kazanma arzusu,

Yönleri ile ne kadar güçlü olduğunun da en güzel göstergeleridir.

Biz de, Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu ve Mecli̇si̇ olarak, bu duygular içersinde deprem felaketinin hemen akabinde ve hiç vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde yardıma koşmak, acıları paylaşmak için bazı kararlar aldık.

Alınan Kararlar ve yapılan yardımlar;

1. 150 tane, 12 kişilik ve aile mahremiyetini dikkate alan, iki bölümlü portatif çadır yaptırdık,
2. Valilikçe hazırlanan yardım kampanyasına 2 tır çeşitli ihtiyaç malzemeleri hazırlayarak destek verdik.
3. Üyelerimizin nakdi yardım yapabilmeleri için 3 ayrı bankada hesaplar açtık.

Çadırları üç kamyon halinde Genel Sekreter Alaatin Arslan başkanlığında Yalova, Gölcük ve Sakarya'ya ulaştırdık ve Ticaret Odalarının yetkililerine teslim edilmesini sağladık.

Ayrıca, Yönetim
Kurulu ve Meclis'imizden bir heyet oluşturarak hem taziye, hem de durumu yerinde görmek için Sakarya'ya gittik.
Başta Ticaret Odası ve diğer ilgililerle görüşmeler yaptık.

Bu arada Sakarya'da Çark Caddesini gezerek depremin yıkımını da yerinde gördük.

Caddede ki manzarayı gördüğümüzde göz yaşlarımızı tutamadığımız gibi, burunlarımızı da sık sık tıkamak mecburiyetinde kaldık.

Bu arada hatalı, düşüncesizce ve belki de menfaate dayalı İmar uygulamalarını da yerinde görmüş olduk.

Nedir bu yanlışlar;
1. Çark caddesinin geçmişinin 'bataklık' bir yer olduğunu orada öğrendik,
2. Geçmişte Çark caddesinde en fazla 2 katlı bina ruhsatı verildiği hakkında bilgilendirildik,
3. Depremin çok öncesinden aynı caddede 5 kata tekabül eden irtifa verilerek caddenin bütünüyle son imara göre yapılandığı bilgisini aldık.

Depremin Adapazarı'nda ağır hasar vermesini bir numaralı sebebinin insanların 'maddi' hırslarından da kaynaklandığı böylece ortaya çıkmış olduğu yönünde kanaatlerimizin oluştuğunu da söylemek isterim.

Onun İçin 'Kur'an'ı Kerim A'raf 7/4' ayetini okumanın faydalı olacağını düşünüyorum.

Adapazarı Çark Caddesinin benzeri yapılanma, daha önce Dinar'da hayata geçirildiği için orada da şehir merkezinde aynı felaket yaşandı.

Zira Dinar İlçesinin merkez bölümünün geçmişinin bataklık olduğu deprem sonrası gündeme gelmişti.

Dinar çıkışı Ankara yolu güzergahının her iki tarafında bulunan binalar sağlam bir şekilde depremi atlatmıştı.
Çünkü binaların oturduğu alanlar sağlam ve sert bir zemin.

17 Ağustos depremi Türkiye'de inşaat alanında 'devrim' leri beraberinde getirdiği de bir gerçektir.

Bilhassa;
• Depremler dikkate alınarak hazırlanan ve yürürlüğe konulan kanun ve yönetmelikler,
• İnşaatta bir M3 betonda kullanılacak demir, miktarının yeniden hesaplanması,
• Statik hesapların depreme göre yapılması,
• Hazır beton kullanma mecburiyeti getirilmesi,
• Yapı denetim firmalarının kurulması,

Bunların ne derece fayda getirdiği, o günden bu güne 7,4 büyüklüğünde deprem yaşanmadığı (inşaallah yaşanmaz) için test edilmedi.

Bu arada şunu da ifade etmeliyim 'Yapı denetim firmaları' istenilen boyutta hizmet verip vermediği de denetime tabi olmalı mıdır diye de düşünmeden edemiyorum.

Depremlerin hayatın ve dünyanın bir gerçeği olduğunu düşünerek ve mümkün olduğunca en az can kaybı ve ekonomik zararla atlatılabilmesi hususlarında daha çok çalışma, araştırma ve uygulamalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Cenab-ı Haktan insanlığı böyle felaketlerden korumasını diliyor, insanlığın da daha tedbirli olması dileklerimi ifade etmek isterim.
Kalın sağlıcakla.