Saygı değer okuyucularım.

Yaşadığımız günler ayrıcalıklı günler. Zira Üç ayların içindeyiz. Biz Müslümanlar açısından bu zaman dilimi çok önemlidir. Bu önem, Hz. Peygamberin bu aylara verdiği değerden geliyor. Müslümanlar olarak Allah'ın emrine saygı göstermek, Peygamberimizin yaşantısın uygun yaşamak güzel bir örnektir. Bu da övünç ve iftihar edilecek davranışıdır. Kaldı ki, Peygamberimizin yaşantısına uymak, Üç aylarda daha olumlu yaşama örneklerini sunmak Müslümanın lehinedir. Aleyhte yaşama biçimiyle ilgili olarak, telafisi için, Allah Taala bu ayları fırsat olarak vermiştir. Beraat gecesi de bu fırsatların en önemlilerindendir.

İnsan melek olarak yaratılmamıştır. Şeytan olarak ta yaratılmamıştır. Ama her iki varlığın özelliklerini taşır. Bunun için; 'Melek gibi insan. Şeytan gibi insan. Cin gibi insan', denile gelinmiştir. Hata yapma fiili olan insanın hatalı olarak, günahlı olarak kalmasını istemeyen Allah taala, bunun gibi bu fırsatları yaratmıştır.

Dünyada hakim karşısına çıkmamak, kanunlara riayet etmek ne kadar meziyetli bir davranış ise Allah-Kul ilişkilerinde de öyledir. Suçlular açısından beraat etmek ve iyi hal ne kadar önemli ise, Allah-Kul ilişkilerinde de öyledir. Dünyada suçlunun nasıl olumsuz etkileri varsa Allah-Kul ilişkilerinden dolayı vukua gelen suçlarda da öyle.

Her iki tür suçlunun eski haline dönebilmesi, öz güvenini tekrar kazanması temizlenmesine, beraat etmesine bağlıdır. Ayrıca bir daha suça, günaha düşmemesiyle mümkün olur. Aksi takdirde buhranlı bir hayata düşmek kaçınılmaz olur.

Toplum hayatına bakıldığında genel olarak huzursuzluk dikkat çekiyor. Ruhi sıkıntılar, zihni problemler, ailevi çalkantılar, sosyal patlamalar ciddi olarak kendini gösteriyor. Bunların farklı farklı sebepleri olabilir. Ama Allah-Kul ilişkilerinin ciddi olarak gözden geçirilmesinde büyük faydalar olduğu kanaatindeyim. Her mesele maddi olarak değerlendirilirken, Müslüman olarak, Allah ve Peygamber ilişkilerinin göz ardı edildiği de inkar edilemez. Yada bazen veya kısa bir süre hatırlandığı dikkatlerden kaçmıyor. Bunun da sadra şifa olmadığı ortada.

Beraat gecesine yaklaşırken bunlar bir kere daha hatırlanmalı. Bedeni ve ruhi rahatsızlıklardan kurtulmak için, haramlardan kaçınılmasının düşünülmesi ve gereğinin yapılması iyi halin göstergesidir değil mi?

Allah Taala şöyle buyuruyor: Bunlar, iman edenler ve Allah'ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır.

Bilesiniz k, gönüller ancak Allah'ı zikrederek huzura kavuşur. ' ( Rad/28)

Salıcakla kalın.