Sayın okuyucular, insani özelliklerden biri de arzu ve isteklerdir. Onu yaratan ve yaşatan Allah Teala hazretleri, istek ve arzu sahibi olan insanın, bunları her şeyin önüne geçirmemesi gerektiği hususunda dikkatini çekmiştir.

Buna rağmen, insanın bu arzularına yenik düştüğü zamanlar bir kenara, onlardan, ne pahasına olursa olsun vaz geçmediği zamanlar da görülmüştür. Öyle ki, akıl sahibi olmayan varlıkların bile yapmadığı, utanç verici durumlara düşmüştür. Bu gün bile bunları görmek mümkün.

Peygamberimizin devrinden önceki zamanlarda da bu böyle imiş. Aklını kullanan insanlar bu yaşayıştan tiksinir durumda iken, Allah Teala, Peygamber efendimizi görevlendirmiş ve İslam kısa zamanda yayılmıştır. Tabi ki bu, karşı koymalardan dolayı kolayda olmamıştır. Ama bu karşı koymalar, gönülleri hükmedememiştir.

Müşrikler ve diğerleri nasıldı?

Ahlaki değer diye bir şeyin kalmadığı kayıtlarda görülmektedir. Ayıp ve utanılacak değerler kaybolduğu da. Onları, arzu ve istekleri neye yönlendiriyorsa, onu yaptıkları görülüyor. Bunun için Allah Teala onlara ve onlar gibi yaşayanlara şöyle diyordu;

'Bayağı arzularını tanrılaştıran kişiyi gördün mü? Şimdi sen, bu adamı da doğru yola getirmekle yükümlü olabilir misin?' ( Furkan: 43)

Rabbimizin bu hitabına muhatap olmamak için, aklı başında Müslümanlar olarak, derlenip toparlanmakta yararlar var.

Arzu ve istekleri ortadan kaldırmak değildir istenen. İslam'ın estetik ve karşılıksız gönül alıcı boyutu vardır. Bu noktayı yakalayabilmektir asıl olan.

Peygamber (s.a.v) efendimiz de 'Allah güzeldir, güzeli sever' ve 'Allah kuluna verdiği nimetleri, onun üzerinde görmekten hoşnut olur', diye buyurmaktadır.

Müslümanın buna göre hareket etmesi istenir. Allah'a ve Peygambere rağmen hareket etmesi istenmez. Arzu ve isteklerini tanrılaştırmaz. Nerede duracağını bilir. Nereye kadar gideceğini daha ilk başta belirlemiştir. Sınırları bellidir. Kime ve neye göre hareket edeceğini kararlaştırmıştır. Ondan sonra ben Müslümanım demiştir.

Arzu ve isteklerimizin kurbanı olmama dileklerimle,

Sağlıcakla kalın.